Bizim milletimize içki içmek için veyahutta eylem yapmak için bahane aramaya hiiiç gerek yok. Zira bu millet içki içmeyi ya da eylem yapmayı kafasına koyduğunda onları durdurmak öyle kolay olmuyor izlediğiniz ve hergün seyrettiğiniz üzere.
Mayıs ayının ilk gününden beri eylem peşinde koşanları 1 Mayıs sözde İşçi Bayramında çıkarılan rezilliklerden gördük. İşçi ve işçilikle uzaktan yakından alakaları olmayan bazı gruplara yasak olduğu tebliğ edilmesine rağmen Taksim Meydanına çıkmayın, gelmeyin denilmesine rağmen içeriden beş karış kaşıntısı olanlar ellerinde çeşitli flama, döviz, bayrak ve sopalarla yüzlerine geçirdikleri bez paçavralarıyla ortalığı birbirine katarak ortalığa korkudan başka bir şey salmayarak BAYRAM diye niteledikleri 1 mayısı kendilerine bile zehir ettiler.
Dedik ya bu gibi meselelerde üstümüze yoktur. Adam içecem dedimi kesinlikle önleyemezsiniz, hava bulutlanır bizim insanımızın canı daralır hava neden bulutlu diye içer. Yağmur yağar hüzünlenir içer, güneş açar sevincinden içer, kar yağar nostaljisinden etkilenir içer. Çocuğu olur sevincinden içer, komşusu vefat eder üzüntüsünden içer, ayağı taşa takılır tökezlenir içer, babasına kızar içer, karısına küser içer.
Eylem mi yapılacak yapar, gaz bombası değil atom bombası atılacak deseler eylemden geri kalmaz. Alın görün ki İstanbul şimdi 1 Mayıs’tan sonra Gezi Parkı eylemleri ile allak-bullak oldu. Millet polisle karşı karşıya gelirken muhalif siyasi partiler olayları sakinleştirmek yerine bu partilerin milletvekilleri bile eylemlere katılarak millete polisin gazından daha fazla gaz veriyorlar yazık.
Bu ülkede birileri kaostan, kargaşadan yararlanmanın yollarını bir şekilde böyle bulurlarken hayır neden sade vatandaşları kullanıp kendi emellerine alet ederler ki…! İyi hoş da bu insanlar meydanlara inerek başta Emniyet mensupları olmak üzere etrafa neden saldırırlar ki. Bu insanların gerçekte işleri falan mı yokta bu kadar zamanlarını hergün bu tür eylemlere ayırırlar.
Yıllardır bu ülkeye kan kusturan terör örgütü dize geldi, imana geldi derken bu eylemler de neyin nesi şimdi? Ama dedik ya bu ülkede terörden, kaostan, kargaşadan nemalanan bazı zihniyetler var ki bu insanları sokaklara dökerek ülkenin gidişatına, seyrine çomak sokmak onların gayet tabi en doğal gördükleri SİYASETtir.
Evi, barkı, çoluk çocuğu, işi-gücü olan aklı başında olan insanın ne işi var kardeşim kargaşanın ortasında….! İnsan zorla kendisini GAZlattırır mı, joplatır mı…! Bunu bana nasıl izah edersiniz, veya edebilirmisiniz. Ya da bana diyebilirmisiniz ;
“Yahu KASABALI hazır hafta sonu evde çocuklarla canımız sıkıldı, şöyle değişiklik ve macera olsun diye elimize aldık sapanlarımızı gidelim Gezi Parkına da bir güzel gezelim, eğlenelim…! Dedik.”
Bende o zaman size derim ki ;
“Hay sizin eğlence anlayışınızın içine tüküreyim…!”
Bu yazıyı yazmam için bizim kırtasiyeci Hasan Hoca gazete peronelinden haber salmış ondan kaleme aldım, yoksa bende kimin ne hali varsa görsün diyebilirdim. Mürekkep yalamış ve iyi bir eğitimci olduğu kadar sosyaldemokratlığına laf edilmez bir birikimi olduğuna inandığım Hasan Hocam bu konudaki sabit düşüncesiyle benide yanılttı ya neyse.