AK Parti İl Başkanı Müjdat KAHVE’nin röportajını okuyorum son iki gündür bizim gazetenin araştırmacı ve soruşturmacı muhabiri Okan kardeşimin kaleminden. Ancak nedense Okan kardeşim bazı detayları bilerek atlamış olacak ki şimdilik parti içerisindeki fincancı katırlarını ürkütmek istememiş.
Bana dediklerine göre Başkan KAHVE Uzunköprü Belediye Başkan adaylığı konusunda şu ayrıntıya dikkat çekiyor ;
“Siyasi kimliği ne olursa olsun biz bu konuda ahbap-çavuş ilişkisiyle değil, Belediye’yi kiminle kesin olarak kazanırız diye düşünerek ona göre tespitimizi yapacağız. Ramazan’dan sonra birkaç anket yaptıracağız ve anketlerden kimin ismi çıkarsa o kişiye teklifimizi götüreceğiz.”
Zaten en doğal ve doğru olanı da bu değil mi, bu. O zaman birilerinin kendilerini yırtmalarına hiç gerek yok, zira o yırtıklar seçimden sonra kolay kapanmıyor bilesiniz.
*** *** ***
Pazar günü akşam saatlerinde yine iktidar partisinin Ramazan iftar sofralarının haricinde bir başka çalışmasına tanık oldum. (Ramazan ayı erzak dağıtımı) Önceden belirlenen ev adresinin önünde bir araç duruyor, kapının ziline basılıyor ve evden çıkan kişiye bir koli erzak teslim ediliyor. Bizzat erzağı alan aile ile samimi olduğum için görüşüp konuştum ;
“ Şimdi Belediye seçimlerinde siz ailece bu partiye mi oyunuzu vereceksiniz.?” Diye sorduğumda şu cevabı aldım ;
“Öyle bir şey yok, Belediye seçimleri genel seçimlere benzemez. Onun için biz kendimize hangi adayı yakın ve samimi bulursak tercihimizi ona göre yaparız. Ama erzak için ancak Allah razı olsun deriz, zira bu hayır bize oy için değil Allah için yapılıyor anlamına gelir.”
Yani öyle denildiği gibi millet bir koli erzağa oyunu satmıyor, aksine ;
“Bunu diyenler neden Allah rızası için hayır yapmıyor da laf yapıyorlar. Çünkü onlar milletten almaya alışkındırlar, vermeye değil de ondan.” Sözleriyle aslında OY’larını satmıyorlar, OY’nanan OY’unu bozuyorlar…!
*** *** ***
CHP’nin dünkü basın toplantısı beni uzaktan yakından ilgilendirmedi dün, bunun nedenine gelince. Bakın şimdi dün İsmet YARAŞIR abim gazetesinin en arkasından bir haber yapmış, eski İlçe Başkanı Yakup ATALAY’ın iki çelişkili beyanatlarını sayfasına adeta asker postalı misali yapıştırmış. ATALAY 29 Haziran 2012 tarihinde ;
“Önümüzdeki mahalli seçimlerde İl Genel Meclisine kesinlikle aday değilim.” Diyor, ancak tarih 11 Temmuz 201 Perşembe gününe geldiğinde bu sefer “adayım” diyor. Bu adamlar böyle yanar-döner, bir dediğiyle diğer dediği tutmayan politikacının sözüne veyahut sözlerindeki samimiyetine, ciddiyetine nasıl inanır.
Adamın niyeti aslında belli, belli de aday olmak için kıvırmak için mazeret ararken ; ”Partililer aday olmam için üzerimde çok baskı kurdu.” Lafını uyduruyor. Bu neye benziyor biliyormusunuz hazır mübarek Ramazan ayı gelmişken ATALAY’ın bu ruh hali bana şu risaleyi hatırlatıyor, okuyun bana hak vereceksiniz ;
Bektaşi’ye, sahurda sorarlar:
“– Oruca nasıl niyet etmeli?”
Bektaşi, tıka basa yemeğini yedikten sonra cevap verir:
“– Dayanırsam tutarım, dayanamazsam yutarım diye niyet edip ağzını çalkalamalı….!”
*** *** ***
CHP’de şimdilerde konuşulan bir diğer konu da yeni İlçe Başkanı SÜLÜŞ İnanç mevcut Belediye Başkanı ile İlçe Yönetiminin LİMONİ olan arasını düzeltip düzeltemeyeceği hararetli bir mevzu hale gelmiş ki duyduğuma göre İlçe Başkanını ilk kutlayanlar arasında Başkan İŞBİLEN’de varmış. Ben de bana söyleyenlerin yalancısıyım, eee ne de olsa en fazla barıştan ve demokrasiden bahseden parti onların partisi. 29 Mart’tan bu yana küstüler, şimdi seçim ve barış zamanı halka şirin görünmek lazım değil mi…!