“Zekamdan başka kaybedecek hiçbirşeyim yoktur.” (imza ; KASABALI) İşte böyle olunca ; “satmışım anasını dünyanın” diyerekten hemen hemen bütün yazılarımı özgürce bir platformda yazabiliyoruz, her ne kadar bazen birilerinden destur yesekte…!
*** *** ***
Neden senin telefonunu açayım ki kardeşim hem sağda SOL’da ; “Ben KASABALI’yla olan ilişkilerimi askıya aldım.” Diyeceksin, köşeye sıkışınca telefona sarılacaksın yok öyle. İyi ki altına bir koltuk koymuşlar, ama sakın unutma bu dağları sen yaratmadın arkadaş. Neyse bizi askıya alanları ben zaten çoktan caraskala…! almıştım. Üzerinde durmaya gerek yok, gereksizce.
*** *** ***
O ne beeee….! Hani yarın Borsa ve Ticaret Odası seçimleri olacak ya bizim gazetenin haber kuşu İlker kardeşim nerden bulduysa bulmuş Borsa ile ilgili bir doküman tutuştururken elime birde akıl verdi çok bilmişçesine ;
“Abi bundan sana malzeme çıkardır herhalde” diyerek.
Dokümana baktım pekte ciddiye alınacak bir şey bulamadım, göremedim. Siz ne dersiniz? Diye düşünerekten fikrinizi alayım istedim. Bahse konu dokümanın başlığında aynen şu ifade yer alıyor ;
“UZUNKÖPRÜ TİCARET BORSASI OCAK 2013 AYI GELİR-GİDER DURUMU ÖZETİ”
Eeee ne var bunda derken harcamaların bir kalemi dikkatime takıldı. “Hediyelik Eşya Giderleri” Ne kadar tutmuş biliyormusunuz? Tam tamına 27.883.40 lira…! Yani aşağı yukarı 28 (milyar) bin lira. Peki bu kadar para tutarındaki hediyeler kimlere nasıl ve ne şekilde verildi? Sorabiliyormuyuz. Yok. Ancak işte böyle benim gibi ancak boş boş konuşuruz. İyi de hiç olmazsa biz bu konuşulanları ve konuştuklarımızı kaleme alabiliyoruz ama bizimle birlikte bunları konuşan diğer arkadaşlar sadece konuşuyor yazmıyor, yazamıyor.
Yoksa bu arkadaşlarda mı bu ; “Hediyelik Eşya Giderlerinden nemalandılar…!” Sahi ya Ticaret Borsası’nın bu hediyeleri hangi gazeteye, ya da Uzunköprü’de kaç veyahut hangi matbaada var…! Ammaaan bilen biliyor zaten ; ”Eden bulur, inleyen ölür” diyen atasözünü yazının burasına iliştirelim olsun bitsin.
*** *** ***
Sizi bilmem ama bizim buralarda MAYIS’ın bir diğer adı da hayvan dışkısı, yani TEZEK’tir. Dünkü 1 Mayıs Bahar Bayramını sözde kutlayanlar bayramı TEZEK yaptılar, bir diğer deyişle bayramı MAYIS’a bulaştırdılar. Anladınız siz benim B.K…!’a bulaştırdılar demek istediğimi de işinize galdiği gibi algılıyorsunuz.
Kardeşim tezek mi var bu Taksim Meydanında. Bu meydanda aylardır kazı çalışmaları var, trafik yayalara olsun, araçlara olsun zaten kan kusturuyor. Bunun için devletin Valisi burada eylem yapmanın sakıncalı olduğunu düşünerek ; “Taksim Meydanına gelmeyin” diyerek uyarıyor ancak dinleyen kim.
Ellerinde taş, sopa, sapan, flama. Yüzlerinde siyah ve kırmızı bez parçaları bulunduğu yerde terör estiriyor. Bayram böyle mi kutlanır, tatil böyle mi yapılır. Sonra polis gaz salladı mı, su fışkırttı mı kıyamet koparılıyor. Devlet ; “Hayır gelmeyin” demesine rağmen sen gitmekte ısrar ediyorsan bedeline de rıza göstereceksin arkadaş.
Alsana çoluk-çocuğunu, insene şöööyle bir sahile doğru, sallasana oltanı denizin mavi sularına. Zaten resmi tatil, tatilin keyfini çıkarsana be salak arkadaşım, tatilde bile devletle dalaşmasan olmaz, sağa-sola sataşmasan, MAYIS gibi ortalığa koku salmasan olmaz dii mi.
*** *** ***
Adına Bayram dedikleri bu ne manaya geldiği belirsiz eylemler herneyse de Bayram madem Bahar Bayramı, ya da uyduruk bir İşçi Bayramı ise neden sadece işçiler değil de memurlar da buna dahil edilerek tatil yapıyorlar…! Biz onların bayramında tatil yapıyormuyuz. Bakın ben daha dün tatil yapayım dedim bizim patron bana ;
“Otur oturduğun yerde sen işçisin, tatil senin neyine.” Deyince bende oturdum bu yazıyı yazdım, yani işçi bayramında ben bir işçi olarak çalışırken memur dün tatil yaptı bugün de benim bayramda yazdığım bu yazıyı okuyor n’abeeer.