Belediye seçimlerine doğru olan süreç sağ şeritten arkasına bile bakmadan hızla seyrederken, sol şeritten hareket eden süreç ise 29 Mart seçimlerine nazaran bu sefer balataları sıyırmış vaziyette her an şarampole yuvarlanacak gibi yalpalanıyor.
Ülkenin gündemi top, tüfek, kazma, kürek haberleri ile sallanıp dururken bizim kasaba gündemini de önümüzdeki Belediye seçimleri oluşturmaya başlarken siyasilerin yanı sıra bizide tatlı bir telaş ve heyecan sarıyor yavaş yavaş.
ıktidar partisi yurt genelinde bünyesine değişik siyasi partilerde söz sahipliği yapmış kişileri ilave ederek adeta gövde gösterisi yaparken anamuhalefet partisinin Belediye seçimleri ile ilgili aldığı karar partililerin küstürülmesine neden oldu.
Alınan bu karar doğrultusunda Uzunköprü’de öyle önseçim-mönseçim yapılmayarak CHP’de Uzunköprü’nün Belediye Başkan adayı parti Genel Merkezi tarafından tespit edilecekmiş. Yani bir nevi parti tabanına veyahut kasabanın ahalisine ;
“Başkan adayımız kim olsun?”
Sorusu yöneltilmeyerek halkın görüşü ve kararı alınmayacak olması hem Uzunköprü’deki sade vatandaşın ve hemde partililerin küsmesine neden oluyor. Bu kasabada yaşayan her insan parti Genel Merkezine sormadan, danışmadan kendi hür iradesi ile kendi kararını neden vermesin? Ama olmaz, CHP Genel Merkezi Ankara’dan bizi yönetecek olan Belediye Başkan adayını kendisi belirleyecek Uzunköprü’lülerin seçme hakkını elinden alacak. Hani ya demokrasi kelimesi en fazla bu partide telaffuz edilmiyor mu?
Söylemde haktan, hukuktan, demokrasiden, adaletten bahsedeceksin iş eyleme yani bunu uygulamaya gelince kendi partiline bile bu hakkı tanımayacaksın. Bu kararın Uzunköprü’ye ulaşmasından sonra kendileriyle görüştüğümüz partililer ;
“Aramızda kalsın KASABALI ama cehennem buz tutsa bundan gayrı bu partiye oy vermem…!” diyorlar.
Hem partinin zaten mevcut Başkanı var, yeni bir aday aramaya ne gerek var değil mi. Mevcut Başkan haricinde Genel Merkez kendi kafasına göre Uzunköprü’ye başka bir isim gönderirse siz o zaman seyreyleyin cümbüşü. Gerçi böyle bir hata yapılacağına imkan vermiyorum ancak CHP’de bu gibi organize işler oluyor zaman zaman. Onun için partili üyeler, delegeler, atanmışlar, seçilmişler her karara hazırlıklı olsalar iyi olur kanımca.
Siyasette iniş ve çıkışlar her ne kadar normal olsa da siyasiler inişleri hazmedememişlerdir. Ancak bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey okudum geçen gün takvim yaprağında ;
“ınekler merdiven çıkabilir ama inemezler” diye. Yani inmeye çalışsalar bile tökezlenirlermiş yaaaaa….
Bazen bu köşede kaleme aldıklarım birilerinin böbrek sancılarını arttırıyormuş ya üzülüyorum doğrusu inanın. Kasabanın gündemini tutmaya çabalarken o dediğim birileri de bizim bu yazdıklarımızı çapalamaya çalışarak kendilerini boş yere yoruyorlar.
Hep demişimdir ;
“benimle uğraşmak,
Güven,
Özveri,
Tecrübe
ister “ ama anlatamamışım işte…
Milliyetçi Hareket Partisi’nde daha düne kadar süregelen tek adamlık misyonuna Koray AYDIN’la son verilmek istenilse de önümüzdeki Genel Başkanlık yarışında da bu misyonun değişmeyeceğine hep birlikte tanıklık edeceğiz sanırım. CHP’ye bakarak hem iktidar partisi ve hemde Milliyetçi Hareket Partisi’lilerle yaptığım sohbetlerde bu her iki partinin Belediye Başkanlığı konusunda anket yaptıracakları, yani adaylarını halka soracakları kanısı ağır basıyor.
Ancak geride bıraktığımız günlerde CHP ıl Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Uzunköprü ve Meriç’ten sorumlu olduğunu bildiğim Nasuh ARDA ile yaptığım konuşmamızda kendisi de anketten ve halka sormaktan yana olduğunu vurgulayarak doğrusunun bu olduğunu ifade etmişti. Ancak adayları Genel Merkezin belirleyecek olması kararı bu partide Nasuh ARDA gibi partilileri ters köşeye yatırmaya yetti.
Benim bu insanlara naçizane tavsiyem ;
“Siz en iyisimi geçmişe dönük keşkelerle yasamaktansa, geleceğe dönük belkilerle yaşamayı tercih edin.” Derim…
…………………………………
GÜNÜN ESPRıSı BENDEN ;
“Geçenlerde eski dostlarla karşılaştık bir toplu fotoğraf çektirelim dedik, sen yoktun bizde topsuz çektirdik.”