GÜZEL VE DAHA GÜZEL

Değerli dostlar bugün sizler ile farklı bir konuda bilgi paylaşımı yapmak isterim. Malum peygamberimizin sözlerine hadis-i şerif denir. Uygulamalarına ise sünnet denir. Hz. Âdem dedemiz ile başlayan peygamberlik silsilesi bizim Peygamberimiz Hz. Muhammet (SAV) ile son bulmuştur. Kuranda adı geçen 25 peygamber vardır. Ancak insanlık tarihinde birçok peygamberler gelip geçmiştir. İnsanlara rehberlik etmişlerdi. ”…. Bugün, […]
Yazarlar - 26 Ocak 2024 10:57

Değerli dostlar bugün sizler ile farklı bir konuda bilgi paylaşımı yapmak isterim. Malum peygamberimizin sözlerine hadis-i şerif denir. Uygulamalarına ise sünnet denir. Hz. Âdem dedemiz ile başlayan peygamberlik silsilesi bizim Peygamberimiz Hz. Muhammet (SAV) ile son bulmuştur. Kuranda adı geçen 25 peygamber vardır. Ancak insanlık tarihinde birçok peygamberler gelip geçmiştir. İnsanlara rehberlik etmişlerdi. ”…. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam’ı beğendim.  Maide Süresi:3” ayeti ile rabbimiz bize din olarak İslam’ı seçtiğini belirtiyor.

Kur’an-ı Kerim bize ne yapmamızı Peygamberimizin sünneti ve hadisleri nasıl yapmamızı öğretiyor. Onun için İslam dininin ikinci önemli kaynağı hadislerdir. Eğer peygamberimizin uygulamaları ve sözleri ortadan kalkarsa Müslümanlar arasında uygulama birliği bozulur. Vahdet bozulur. Onun için şarkiyatçı dediğimiz müsteşrikler hadis ve sünnet ile çok uğraşıp bazı hadisler hakkında şüphe uyandırmaya kalkmışlardır.

Peygamberimizin sözleri bir araya getirilerek hadis külliyatları oluşmuştur. Kütübi Sitte kitapları Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Sünen-i Nesai, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Ebu Davud ve Sünen-i İbn Mace olmak üzere toplam 6 tanedir. Bunlar en meşhurlarıdır. Bunların dışında da hadis kitapları vardır. Şimdi Deylemi tarafından peygamberimize atfedilen bir sözü sizlerle paylaşıyorum.

Altı şey güzeldir
Altı şey güzeldir, ama şu altı sınıf insanda olursa, daha güzeldir:

1- Adalet güzeldir, âmirde olursa, daha güzeldir. Adalet, Kur’an-ı Kerîm’de ve hadislerde genellikle “düzen, denge, denklik, eşitlik, gerçeğe uygun hükmetme, doğru yolu izleme, takvaya yönelme, dürüstlük, tarafsızlık” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Kur’an-ı Kerîm’e göre adâletin ölçüsü yahut dayanağı hakkaniyettir. Hidayete hak sayesinde ulaşılabileceği gibi adâlet de hakka uymakla sağlanır (bk. el-Araf 7/159, 181). Hak, objektif bir kavram ve sabit bir kanun ilkesidir. Bir hak konusunda hüküm verilirken, hakkın kendi lehine hükmedilmesi halinde bundan memnun olan, fakat aleyhine hükmedilmesi durumunda bu hükmü tanımayan insanlar için “işte bunlar zalimlerdir” (en-Nur 24/48-51) denilmiştir. Binaenaleyh şahsî menfaat temini, akrabalık, düşmanlık gibi hissî durumlar, taraflardan birinin soylu veya aşağı tabakadan olması, bedenî veya ruhî bakımdan kusurlu bulunması gibi ahlâk kanununu ilgilendirmeyen sebepler bir hakkın ihlâlini, örtbas edilmesini ve sonuç olarak adâlet ilkesinden sapmayı mazur gösteremez (bk. el-Mâide 5/8; en-Nisâ 4/3; Âl-i İmrân 3/75). Zira, “Eğer hak onların keyfî arzularına uysaydı göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların düzeni bozulurdu” (el-Mü’minûn 23/71). Kur’an-ı Kerîm’de hak ve adâletin mutlaklığı öylesine vurgulanmıştır ki bizzat Allah’ın ahirette hiçbir haksızlığa mahal verilmeyecek şekilde adâletle hükmedeceği ve onun bu vaadinin kesin (hak) olduğu belirtilmiştir (bk. Yunus 10/54-55; el-Enbiya 21/47; ez-Zümer 39/69 T.D.V. İslam Ans. Adalet Maddesi

2- Cömertlik güzeldir, zenginde olursa, daha güzeldir. Cömert Farsça cevân-merd kelimesinden Türkçeleştirilmiştir. Cömertlik kavramı İslâm ahlâkı literatüründe genellikle sehâ, sahavet ve cûd terimleriyle ifade edilir. Sehâ ve Sahavet sözlükte “ocağın, içinde kolaylıkla ateş yakılacak şekilde geniş tutulması ve yanmakta olan ateşin alev ve dumanının kolayca yükselmesine imkân hazırlanması” anlamına gelir. Bu manadan hareketle gönül zenginliği ve genişliğine de Sahavet denilmiştir. “Bir şeyin yeni, iyi ve sağlam olması”, ayrıca “cömertlik yapmak” anlamındaki cevd veya cevdet kökünden türetilmiş olan cûd da terim olarak Sahavet kelimesiyle eş anlamlıdır. Bazı İslâm ahlâkçıları bu iki terimi cömertliğin farklı dereceleri için de kullanmışlardır (aş.bk.). Kur’an-ı Kerîm’de sehâ, Sahavet ve cûd kelimeleri geçmemekle birlikte pek çok ayette infak, îsâr, ita, it ‘âm, ihsan, ikram, bezl gibi mastarlardan gelen fiillerle cömertlik erdeminin önemi üzerinde durulmuştur. Hadislerde ise hem bu kelimeler hem de sehâ, Sahavet ve cûd kelimeleri geçmektedir. T.D.V. İslam Ans. Cömert Maddesi

Cömertlik güzeldir. Ancak zenginlerde olursa daha uygun olur. Daha iyi olur. Bizim medeniyetimizde kefenin cebi yok derler. Onun için paylaşımcı oluruz. Bugün iddia ederim kapı kuleden ülkemize giriş yapan yabancı biri diğer uçtan ister Kars’tan ister Silopi’den çıkış yapsın yol boyunca hangi kapıyı tıklatsa mutlaka ekmek su kendisine ikram edilir. Bütün eksikliğimize rağmen bu cömertlik özelliğimiz hamdolsun devam etmektedir.

3- Vera güzeldir, âlimde olursa, daha güzeldir. Sözlükte “sakınmak, kaçınmak, çekinmek” anlamındaki Vera ‘kelimesi terim olarak “haram ve günah olup olmadığı şüpheli hususlardan özenle kaçınıp helâl ve mubahların bir kısmından feragat etmek” anlamında kullanılır. Bu sebeple Vera ‘takvanın ileri ve özel bir şekli kabul edilir. Takva mahzurlu olanı, Vera ‘ise helâl olması şüpheli olanı terk etmektir. Bununla birlikte veraın mahzurlu olanın, takvanın ise şüpheli sayılanın terkedilmesi olduğunu söyleyenler de vardır. Nitekim Gazali takvanın veraın özel bir şekli ve ileri aşaması olduğunu belirtmiştir. Özellikle alim/Bilgin olan kimselerin günahlardan uzak durması çok çok önemlidir. Örnek olan toplum huzurunda olan kimselerin yaşantılarına son derece dikkat etmeleri gerekir.

4- Sabır güzeldir, fakirde olursa, daha güzeldir. Malum Kuran-ı Kerimde Asr süresi vardır. Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle.
1- Asra yemin olsun ki,
2- İnsan mutlaka ziyandadır.
3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır. Sabredenler rabbimizin tabiri ile kurtuluşa erer. Sabır herkese lazım. Ancak ihtiyaç sahipleri harama sapmadan sabırlı olmalıdır. Sabır olunca koruk bile aş olur derler.

5- Tövbe güzeldir, gençte olursa, daha güzeldir. Sözlükte pişmanlık ve dönmek anlamına gelen tövbe, dinî bir kavram olarak, kulun işlediği kötülük ve günahlara pişman olup, onları terk ederek Allah’a yönelmesi, emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak suretiyle Allah’a sığınarak bağışlanmasını dilemesi demektir. Yüce Allah, bağışlanacak müminlerin vasıflarını sıralarken şöyle buyurmaktadır: “Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmrân, 3/135). Günahlardan dolayı tövbe etmek farzdır. (Din İşleri Yüksek Kurulu kararı) Kötü alışkanlıklardan ve dinimizin yasaklarından kaçınmak herkese lazım ancak bu kötülüklerden uzak durma gençlikte olursa daha güzel ve yerinde olur.

6- Hayâ güzeldir, kadında olursa, daha güzeldir. Sözlükte “utanma, çekinme; tövbe, vazgeçiş” vb. anlamlara gelen hayâ kelimesi, ahlâk terimi olarak “nefsin çirkin davranışlardan rahatsız olup onları terk etmesi “kötü bir işin yapılmasından veya iyi bir işin terkedilmesinden dolayı insanın yüzünü kızartan sıkıntı” (Kadı İyâz, I, 152) gibi değişik şekillerde açıklanmıştır. Arapça ’da “kınama, yergi; onur kırıcı tutum ve davranış” manalarına gelen âr kelimesi de Türkçe ’de genellikle hayânın eş anlamlısı olarak kullanılmaktadır.

Bu haftalıkta bu kadar kalın Sağlıcakla Allaha emanet olunuz.

 

BENZER HABERLER