Bu kasabada yaşayan eninden enceğine kadar herkes bilir, tanır, okur bu gazeteleri Adalet Gazetesi Uzunköprü’de 1968 senesinden bu yana okuyucusuyla buluşur. Gürses Gazetesi 1987 yılından bu yana gerek günlük ve gerekse belirli periyotlarla yayımlanır, Uzunköprü Gazetesi 2004 yılından günümüze kadar hergün okurlarına ulaşır. Barış Gazetesi haftada iki kez okurlarıyla buluşur, yine Hür Gazete de aynen haftada iki defa yayımlanır.
Bu kasabada gerek devlet kurum ve kuruluşları ve gerekse sivil toplum kuruluşlarının yanısıra siyasi partiler herhangi bir bilgi, beyanat, davet, toplantı veyahut herhangi bir etkinliği bu gazeteler aracılığı ile kamuoyu ile ortak bir şekilde paylaşırlar. Ancak gelin görün ki son zamanlarda bu kasabaya musallat olan bir virüs bu isimlerini sıraladığım gazetelerden çok farklı bir stille kamuoyunu KİŞİLERE sataşarak şaşırtmaya çalıştığının herhalde sizlerde farkındasınızdır.
Bizim kişilerle hiçbir zaman işimiz olmamıştır zira ben ;
“Büyük insanlar fikirlerle,
Vasat insanlar olaylarla,
Küçük insanlar da şahıslarla uğraşırlar…!” diye bir söz bilirim, onu yazar onu konuşurum…
Bakın şimdi yukarıda adlarını belirttiğim hiçbir gazetede iki de bir ;
“Beni Belediye Başkan adayı yapın beeee…” diye yalvaran bir adamın hiçbir beyanatına rastlamazken bu muhterem belli ki çok sıkışmış olacak ki agasının manşetlerinden düşmüyor. Bu gazeteleri yıllardır Uzunköprü halkı sahiplenip kabullenmiş ancak bu kişiler ilçe halkının bunları kabullenmesini dahi çekemiyor, hazmedemiyor. Kardeşim sen bu gazeteleri ötekileştirirsen bu halk seni nasıl Belediye Başkanı seçer. Maazallah kazara bu adamlar Belediyeyi ele geçirirse, hadi bizi boşverin de halkın önemli kesimini Belediye’ye yaklaştırmaz, kapısından içeri sokmaz. Allah korusun…! Gel kardeşim kardeşçe yaşayalım bu fani dünyanın küçücük kasabasında, aganın kanatları arasına saklanmakla bu işler olmaz. Bizim kapımız gibi diğer gazetelerin kapıları da ardına kadar herkese açıktır, beyanat vermeye deeee, oturmaya daaaa, çay içmeye de bekleriz….!
*** *** ***
Yaaa muhtar yapma Allah aşkına bırak adam yapsın köyüne hayrını ne var bunda. Efendim mesele Ömerbey köyünden gelir, bakın şimdi izah edeyim ;
Köyün muhtarı köy mezarlığına eksik olan musalla taşını yaptırır, mezarlığı bir güzel tel örgüyle çembere alır, buraya kadar herşey iyi-güzel de köyün ileri gelenlerinden hali vakti yerinde olan bir vatandaşta cami avlusunda olmayan musalla taşını Ramazan ayı yüzü suyu hürmetine hayır olsun diye yaptırmak ister. Uzunköprü’den mermerci ustası getirtir, malzemeyi aldırtır tam musalla taşını cami avlusuna koyacaklar muhtar gelir çıkar ve hayır yapacak adamı da, mermercileri de tersleyerek cami avlusundan kovar ve musalla taşının konulmasını engelleeeeer.
Bitmedi, olay Kaymakamlığa şikayete kadar varır ve dün sabah itibarıyla adam soluğu Kaymakamlıkta alır. Sonra Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü köy muhtarını Kaymakamlığa çağırır. Bundan sonra ne oldu inanın bende bilmiyorum, gelişme olursa tekrardan anlatırım.
*** *** ***
Kim demiş bu gençlik okumaz adam olmaz diye, okul yıllarından bilirim bizim gençliğimiz okumakla geçti harbiden. Texas, Tommix, Zagor, Madrake, Kızıl Maske’nin seri kitaplarını ezbere bilirdik. Ama hiç olmazsa haftanın bir günü kütüphaneye giderdik. Şimdiki gençlerin tek farkı bu kitapları değil de az bir değişiklikle Altılı Ganyan, Şans Topu, İddia ve Toto’ya KPSS’ye çalışır gibi çalıştıklarıdır o kadar…!
Ya şimdinin siyasetçilerine ne demeli onlarında bunlardan farkı kalmadı, girmişler birbirleriyle sidik yarışına, soktular herkesi laf yarışına…
*** *** ***
Bir çocuk, politikacı olan babasına sormuş;
-“Babacığım, politikada vatan haini kime derler?”
“-Bizim partiyi bırakıp başka partiye gidene oğlum..”
“- Peki, başka partiyi bırakıp sizin partiye gelene ne derler?”
“- Vatan evladı derler oğlum, vatan evladı…!”
Unutmayın sakın KESEBİR bugün açıklama yapacakmış… Hatırlatayım dedim.