Her ne kadar günlerdir ilçe kamuoyunu meşgul etse de Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin hesaplarına el konulması ve Birlikle beraber köy ve köy muhtarlarını da zarara uğratan bu durum karşısında ilk konuşması gerekenler en son olarak da konuşmuş olmaları en azından meselenin çözümü konusunda kamuoyu vicdanında olumlu tepkilere neden oldu.
Bugüne kadar mağdur aileler gerek kendileri ve gerekse Avukatları aracılığıyla konuştu, Köy ve Mahalle Muhtarları Başkanı konuştu, mevcut Kaymakam konuştu, bir önceki Kaymakam konuştu ve son olarak da asıl konuşması gerekenler dün konuştu. Şimdi tüm bu konuşmaları hafızasında tutanlar kimlerin haklı, kimlerin haksız ve kimlerin mağdur olduğuna adli ve idari yöneticilerin yanısıra ilçe kamuoyu buna karar verecek. Yani şimdilik bu konuda biz gazeteciler de bu işten yırttık. İnşallah bu mevzuu daha ilçe kamuoyunun gündemine taşınmaz.
*** *** ***
Aslında Küçük Sanayi Sitesine önceki günlerde gönderilen ; “Hasan YILMAZ ve saz arkadaşları…!” antedli meseleden bahsederken bu cehennem sıcaklığında siz gazetemiz okurlarını hafiften yelleyip serinletmeyi düşünüyordum, ancak sonradan vazgeçtim. Şimdi siz düşünün ne yazacağımı…!
*** *** ***
Şimdi yazının ilk paragrafına bir kez daha göz atarsak mevcut iktidar partisinin Uzunköprü çevresine baktığınızda bu partinin hiç de düşmana veyahutta bu partiye muhalefet yapacak olan insan ya da siyasi parti falan aramaya kalkışmayın bu dediklerim aslında bu partinin yakınında, yanında, dizinin dibinde, bitişiğinde, hatta ve hatta bu partinin içinde mevcutturlar…! Kendilerine muhalefet eden bu zılgıtçı takımı dışlanmadığı sürece partiye zararları çok olacaktır.
Belki şimdinin yöneticileri görevden alınır, belki kendileri istifa eder ama bu zılgıtçı takımı bu fırsattan istifade edeceklerini umuyorlarsa geldikleri yerlerde olduğu gibi göreceksiniz yine avuçlarını yalayacaklardır. Zira bu zihniyetin kendilerinin istediği herhangi bir yönetici adayı olmadığı taktirde düşmanınızı uzaklarda aramaya hiç gerek yoktur.
“Akrabanın düşmanlığı ve dostların eziyeti yılan zehirinden daha acıdır.” (Hz.Ali(r.a))
*** *** ***
Sizin elinizde tuttunuz bu gazete haricinde ulusal basından takip ettiğiniz başka herhangi bir gazete var mı bilmiyorum ancak şayet varsa bile şu Taksim olaylarından sonra benim gibi iyice azalmıştır umarım.
Bakın şimdi yıllar önce Hürriyet gazetesinin kurulma aşamasında Sedat Simavi, üstad Necip Fazıl’a ; “Göreceksin, fikri idam edeceğim” demişti.
Şimdinin Aydın Doğan’ın Hürriyet’i, sadece fikri değil, her şeyi idam etti….! Yahu insan, aydın, yazar, düşünür, yazar-çizer takımı bu kadar mı polis düşmanı olur da polise saldıranı görmemek için kör olmayı yeğler, ayıbı da bizden öğrenecekse bu kalemşörler bıraksın kalemlerini, şimdi bişey diyecem tövbe tövbeeee…!
Polisi aşağılamak için önce ‘Karanfile saldırdılar’ dediler, sonra yaptıkları haberin randımanını toplamanın şehvetiyle ‘Taksim’de karanfilli protestoya müdahale dünya basınında’ manşetini attılar.
Aynı gazete, bu Ergenekon’un amiral gemisi, bu 28 Şubat’ın sivil generallerinin yayın organı polisin vaktiyle yargısız infazlarını alkışlayıp Demirel’in ‘polisin elini soğutmayın’ sözünü yere göğe sığdırmadı mı? Bu ve buna benzer örnekleri saymak çok elzem ancak ne de olsa meslekTAŞ…!