Hükümetin çıkarmış olduğu bir yasa ile Türkiye’de bulunan Fen Liseleri hariç tüm liseler Anadolu lisesine çevrilmiş eğitimde fırsat eşitliği getirilmiştir. Uzunköprü’de 3 yıl önce öğrenime geçen bayramlı doğumlu bir yardım severin yaptırdığı TEV ORHAN ÇETİN ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ de bu yasadan nasibini almış normal lise haline dönüşmüştü. Bazı arkadaşlardan aldığım haberlerden, bu lisenin normal okul haline gelmesi yardım severi çok üzmüş AK Parti ilçe yöneticisi ve idarecilerinden, kaymakamımız ve basınımızdan Fen lisesini dönüştürülmesi için uğraş vermelerini istemiştir. AK Parti ilçe başkanı Çağatay Yılmaz bu olumlu isteği Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’na ve Edirne ilimizin yeni valisi Dursun Ali ŞAHİN beye hoş geldin ziyaretinde iletip ilgilenilmesini istemiş ve bir hafta sonrada aldığı haberde bu lisemizin fen lisesine dönüştürülmesini Uzunköprü halkına müjdelemiştir. Fen lisesine dönüşen bu okulumuza dışarıdan gelecek talebeler ilçemize bir katkı sağlayacak böyle bir liseye sahip bölgemizin çocukları da başka yerlere gitme zorunluluğundan kurtulacaktırlar.
Sevgili Çağatay kardeşim sen böyle bölgemiz için güzel işler yaparsan biz sana köşemizde seve seve yer veririz. Ama Ak Parti sayesinde bir yerlere gelip te daha sonra istediği makamlara gelemeyenler işe sokup ekmek verdiği kişilere Belediye seçimlerinde bu kişilere bana borcunuz var AK Partiye oy verirseniz sizi işten attırırım deyip onlara CHP konvoyunda bayrak sallatanları da burada yazar halka ifşa ederim. Dün sabah Uzunköprü’de bir kahvehanede Kum Kahvesi içiyor gazete okuyordum. Arkamda bulunan birkaç kişi hem Kürtçe hem de Türkçeyi karıştırıp muhabbet ediyordu. Sayın başbakanda televizyonda bir toplantıda konuşuyor, güneydoğudan bahsediyordu. Bu Güneydoğulu vatandaşlardan biri başbakana hakaret edip küfür ediyordu. Kendi kendime düşündüm 1977 yılında Adana’da askerlik yaparken bölüğümüzde Ali Okulu vardı. Bu okul Türkçe bilmeyen bu bölgenin askerlerine Türkçe öğretmek için kurulmuş, okuma yazma öğretilip hem de Türkçe dersi veriliyor onların askerliğe intibakı sağlanıyordu. 1977 yıllarda iki kişinin Kürtçe konuşması yasaktı isterse konuşsun, bir ton dayak yiyor ve bol bol eğitim çukuru kazıyordu. Biden o günler aklıma geldi. Bu gün bırak kütçe konuşmayı eğitim alıyor, şarkılar söyleyip, kendi televizyonlarını izleyebiliyorlar. Onlara ana dilini konuşmayı serbest bırakıp eğitim hakkını veren başbakana utanmadan hakaret ediyor. İşte insanoğlu bu kadar nankör bir varlık. İnsanın zihniyeti bozuk oldu mu sen değil ana dilini önüne altından halı döşesen yine değişen bir şey olmuyor. Adam diyor ki ben öyle akıllı, çağdaş biriyim ki önüme odunu koy ona oy veririm yine de Tayyip Erdoğan’a oy vermem.
Ağlatıcının biri ile muhabbet ediyordum yanıma o civarda bir iş yerinde asgari ücretle çalışan 20 yıldır tanıdığım bir arkadaş geldi. Konu faizden açıldı. Ben faizlerin düşmesinin ülke ekonomisine ne kadar katkısı olduğunu söylerken hayatı boyunca toplu bir para görmemiş, ömrü asgari ücretle çalışmakla geçen bu arkadaş ne dese beğenirsiniz.
Yahu dedi Özal, Demirel, Tansu, Ecevit zamanında faizler yüksek herkes bankadan aldığı faizle geçinmeye çalışıyor memlekette bolluk bereket vardı. Kendi kendime bir asgari ücretli bankadan geçinebilecek kadar nasıl faiz alır diye sordum. Benim bildiğim faiz bankada büyük miktarda parası olana yarar. Adamın yüz bin lirası varsa bir sene sonra yüz yetmiş veya iki yüz bin lira olur. Bu parada emeklinin, asgari ücretlinin, ufak esnafın gelirlerinden kesilir. Zengin daha zengin fakir daha da fakir olur. Her halde ben yanlış düşünüyorum, bu akıllı bilgili vatandaş mezara gidene kadar asgari ücrete talim eder faizlerin yükselmesi ile yatırımı bankaya yapan büyük şirketlerin sahipleri Bodrum’da, Marmaris’te iki-üç olan evlerini 5-6 yapıp yazın üç ayını akıllıdan kesilen paralarla yurt dışında geçirir. Bizim gibi yobaz, gerici cahillerde boşu boşuna yazı yazar nefesimizi tüketiriz.