DEPREM 

“Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.” Bakara Süresi: 155 ayet Dostlar! Sözlerime nasıl başlayacağımı bilmiyorum.  6 Şubat pazartesi yeni eğitim döneminin başlaması dolayısı ile evden çıkmak için hızlıca hazırlanırken televizyondan açı haberi aldım. İlk etapta biraz şaşkınlıkla izledim haberleri. Daha sonra şaşkınlık yerini inanılmaz bir acıya […]
Yazarlar - 13 Şubat 2023 12:08

“Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.” Bakara Süresi: 155 ayet

Dostlar! Sözlerime nasıl başlayacağımı bilmiyorum.  6 Şubat pazartesi yeni eğitim döneminin başlaması dolayısı ile evden çıkmak için hızlıca hazırlanırken televizyondan açı haberi aldım. İlk etapta biraz şaşkınlıkla izledim haberleri. Daha sonra şaşkınlık yerini inanılmaz bir acıya bıraktı.

Ülkemizin bir bölgesinde toplam 10 ilde müthiş bir deprem meydana gelmiş. Yıkılan binalar, kurtarılmayı bekleyen canlar, aman Allah’ım sen bizleri yardımsız bırakma. Sanki kıyameti yaşıyoruz. Gerçek olamaz. Sanki film izliyorum. Yıkılan binalar, kaybolan umutlar, sönen ocaklar. Demek hayatta her şey boş. Gelip geçici. Anlık. Malın var diye öğünme bir kıvılcım yeter diyorlar ya. Aynen onun gibi.

Dostlar hepimiz imtihan oluyoruz. Depreme maruz kalmış kardeşlerimiz orada. Bizler burada imtihan oluyoruz. Kuran-ı Kerimde rabbimiz.   “Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.” Bakara Süresi 155.ayetinde açlıkla, mallardan ve canlardan eksilterek bizleri imtihana tabi tutacağını haber veriyor. Ayetlerin devamında “sabredenleri müjdele. Onlara bir musibet isabet edince “Muhakkak ki Allahtan geldik ona döneceğiz diyorlar.” Buyuruyor Rabbimiz.

Biz burada imtihana tabi tutuluyoruz. Bakalım zor durumdaki kardeşlerimize nasıl yardımcı olacağız. Sevgili Peygamberimiz müminleri bakın nasıl tarif ediyor. “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”  (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66) Eğer deprem bölgesindeki kardeşlerimizin açısını duyamıyorsak ortak duygularda kederde, sevinçte birleşemiyorsak ciddi anlamda Müslümanlığımızı insanlığımızı sorgulamalıyız.

Şükürler olsun milletimiz dünya milletlerinden farkını, insanlığını, gösterdi. Depremin hemen sonrası kurtarma çalışmalarına yardım için hava alanına doluşan gençlerimiz, Yardım kampanyalarına destek veren insanımız. Ülkemizin her yerinde seferberlik ilan edilmiş gibi kardeşinin derdine merhem olmaya çalışan yurdum insanlarını görünce Allaha hamd ediyoruz. İyi ki böyle bir milletin evladıyız. Hele hele iki olay beni derinden etkiledi. Bunlardan birincisi umre için biriktirdiği parayı aç ve açıkta kalanlara ulaştırmak üzere Edirne il müftülüğüne teslim eden Hasan amca. Bir de hava alanında deprem bölgesine giden AFAD ekibine cebinden çıkardığı yüz lirayı teslim eden güvenlik görevlisi. Siz ne güzel insanlarsınız.  İyi ki varsınız.

Dostlar siz bakmayın işi gücü laf üretmekten başkası olmayanlara. Enkaz altında yardım mesajı atan insanı arayıp onlarla dalga geçecek kadar insanlığından nasibi olmayanlara. Şükür bunlar yok denecek kadar azdır.  Gün bir ve beraber olma günüdür. Rabbim birliğimizi beraberliğimizi daim kılsın. İlçemizin hayır sever insanlarını yardım toplama merkezlerine yardımlarını bırakmak için yarıştıklarını görünce şükürler olsun diyorum. Bizler Mehmet Akif ERSOY’un  dediği gibi

“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;”

 “Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”

Yüreklerimiz toplu atınca bizi hiçbir zorluk yıldıramaz. Ancak dostlar bu afetlerden gereken dersleri de çıkarmalıyız. Kim hangi dersi çıkartır ama ben kendi adıma çok eksiklerimin olduğunu fark ettim. Öncelikle insanı deprem değil çürük binalar öldürdüğüne şahit oluyoruz. Ev alırken mutlaka depreme dayanıklılığı sorgulanmalı. Öyle insanlar yetiştirmeliyiz ki yaptığı içi sağlam yağsın. Eserler öyle on veya yirmi yılda eskimesin. Mesela bizim köprümüz 1444 yılında yapılıyor. Aradan 579 yıl geçiyor hala dimdik ayakta.

Bu tür afetlerde sadece devletin görevlilerine ve yetkili kişilerin açıklamalarına itibar etmeli. Görüyoruz ki bu durumda bile küçük hesaplar peşinde olanlar maalesef çıktı. Millete panik havası vermek istiyorlar. Allah şerlerinden korusun. Gün kavga günü değil bir ve beraber olma günüdür.

Dostlar acımız çok büyük yaralarımız derin. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Acılı milletimize sabır versin. Vefat eden kardeşlerimize rahmet eylesin. Böyle acılı olaylardan cümlemizi muhafaza eylesin. Sözlerime milli şairimiz AKİF’in sözleri ile son veriyorum. Kalın sağlıcakla .Allaha emanet olun.

……………………………………………….

Gitm ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım:
Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım:
Ne yapıp ye’simi kahreyleyeyim, bilmem ki?
Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki! ..

Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan
Yatıyor şimdi… Nasıl yerlere geçmez insan?

M.AKİF ERSOY

BENZER HABERLER