Gerçi her ne kadar kılıktan kılığa girmiş olmuş olsa da Kılıçdaroğlu’nun bizim kasabadaki fanatikleri bundan pek etkilenmezler ve karşı düşüncede olanları hiç mi hiç dinlemezler. KILIÇDAROĞLU 28 Mayıs’a kadar “milliyetçi” görünecek…!
Hatta “terörle mücadele” kahramanı rolü oynayacak.
Bunun için PKK’ya ve FETÖ’ye yalandan da olsa sert çıkması gerekiyor.
Yapabilir.
Yıllar sonra ilk kez “FETÖ” diyebildi.
Demek ki yetkileri artırılmış.
Daha önce “FETÖ” demesi yasaktı.
Diyemiyordu.
FETÖ, Kılıçdaroğlu’nun “FETÖ” demesine izin vermiş olmalı!
Yeter mi?
Yetmez.
PKK ne olacak?
Kılıçdaroğlu “Kandil’i yerle bir edeceğiz” der mi?
Der. Hemen hemen dedi gibi.
O kadarına izin verilmiştir.
Hiç değilse bir hafta ile sınırlı kalmak kaydıyla atıp, tutabilir.
Haddini aşmadığı sürece, muhtemelen PKK-HDP cenahından kimse Kılıçdaroğlu ile ortaklarını azarlamaz.
“Kontrollü aday” olmanın dayanılmaz hafifliği!
Peki, PKK’nın elebaşlarından “ilk turda açık destek verdiğimiz Kılıçdaroğlu artık düşmanımızdır” türünden açıklamalar gelir mi?
Gelmez.
Çünkü terör örgütü kendi sistematiğini işletir.
Senin siyasi hesaplarına bakmaz.
Hazır “Kılıçdaroğlu’nu biz yönetiyoruz” algısı üzerinden propaganda fırsatı yakalamış.
*** *** ***
Yani geçenlerde de dediğim gibi nasıl ki Doğu ve Güneydoğu insanları hizmet etsin ya da etmesin, yatırım getirsin veya getirmesin HDP’den vazgeçmiyorsa bizim Trakya insanları içinde aynı mesele geçerlidir. Yani iktidar ya da güçlü olana, hükümette olana bakmıyor. Tencere-tava çalıyor, ATATÜRK diyor, LAİKLİK, ÇAĞDAŞLIK, MEDENİYET, AVRUPALILAŞMAK diyor oyları topluyor ve KILIÇDAROĞLU’na hediye ediyor. Peki KILIÇDAROĞLU bizimkilere ne veriyor? Senelerdir verdiği tek şey her seçim sonrası koskoca bir hüsran ve bir o kadar da umut.
Gelin bu meseleyi az biraz daha yaşadığımız kasaba ve çevresine indirelim, meseleyi sizlerin anlayacağı biçimde basitleştirelim. Bakın şimdi üzerlerine alınmasınlar ancak doğrusunu ve biraz da olsa acısını demek söylemek gerekirse seçimlerde bizim AK Parti İlçe Başkanı Önder KURUŞAR’ın köyü olan Karapınar köyünde CHP birinci parti çıkıyor, bununla kalmıyor ve benzeri AK Parti milletvekili Fatma AKSAL’ın köyünde de yaşanıyor.
Onun için sizlere sandıklara gitmenize gerek yok, nasıl olsa bizim buralarda CHP kazanacak demiyorum sadece bu bahsettiğim köylerde yaşayan köylüler ERDOĞAN kazandığı zaman KURUŞAR ve AKSAL’ın suratlarına nasıl bakacaksınız, hiç utanmayacak mısınız? Diye soruyorum o kadar.
*** *** ***
Gene bir başka benzer örnek verecek olursak AK Parti İl Genel Meclis Üyesi Sayın Nedret AKBULUT partisi için yağmurda çamurda, karda kışta adeta kendisini yırtıyor, koparıyor her defasında sandıklar açılınca benim gibi morarıyor. Adam (AKBULUT) bir bakıyorsunuz herhangi bir köyün deresinde, barajında, göletinde köyün su sorunu çözmeye çalışıyor. Bir bakıyorsunuz binmiş bir kepçenin tepesine neredeyse kepçe operatörlüğü yapıyor ve köyün yol sorunu bitirmeye gayret sarf ediyor. Gene bir bakıyorsunuz tutmuş domuz arabasının sapını köy meydanında köyün kilit taşlarını döşüyor ancak seçimler gelip çattığı vakit örnek veriyorum bu köylerden CHP’ye 250 oy çıkarsa bizim AKBULUT ve partisine 25-30 oy çıkıyor. Yani biraz tuhaf kaçacak ama halk arasında nasıl bir tabir vardır ya aynı o meşhur örneğe tıpa tıp benziyor ;
“ Bizim buralarda CHP’den kimi aday gösterirseniz gösterin adayın kimliğine, kişiliğine ya da karakterine, çalışkan mı? Kalpazan mı? Diye bakılmaz. Yeter ki CHP’den olsun da nasıl olursa olsun, sandıklar CHP’lilerin oylarıyla dolsun.
*** *** ***
Geçenlerde her vakit olduğu gibi hırsıma mağlup olarak sosyal medyadan bir paylaşım yapınca bizim bu kasabada yaşayan KILIÇDAROĞLU fanatikleri pek bir üzülmüşler…! Gerçi onlara en ufak bir göndermede bulunmadığım gibi aynı paylaşımımı birde buradan paylaşayım dedim ;
“CHP’li Tekirdağ Belediye’sinin depremzedeleri kapı dışarı etmesinden sonra bu seçimleri deprem bölgesinde yaşayan depremzedeler ve bir de Kandil’de ecel terleri döken köpekler belirler.