Önceki yazımda Çakmak Barajının nasıl gündeme alındığını anlatmış ve işin gerçek kahramanlarını yazmıştım. Şimdi Çakmak Barajı ve Ergene İletim Kanalı’ndan bahsetmek istiyorum.
Çakmak projesinin devlete maliyeti 612 milyon TL’dir. Yani eski tabirle 612 trilyondur. Bunun şimdiye kadar sedde için belli bir harcaması yapılmış esas harcamalar baraj seti bitince sulama kanalları ve drenaj tesisleri için yapılacaktır. Trakya’nın GAP’ı olarak adlandırılan bu büyük proje bölgemizin iklim şartlarını değiştirecek Uzunköprü ve Meriç ilçemiz yeniden hayat bulacaktır.
52.500 hektar araziyi sulayacak olan bu projenin bir uzantısı Pehlivanköy’e kadar uzanarak toplam 72 köyün arazileri sulanacaktır, tam 50 KM’lik bir alanı kaplayan bu büytük yatırım bölgemizde ayçiçek, buğday, şeker pancarı ve hayvancılığa dayalı birçok ürün yetişmesinde % 70’lere varan bir ürün artışı sağlayarak 20 yıldır göç veren Uzunköprü ilçesi ve köyleri yeniden eski günlere dönecek ve göç alır hale gelecektir.
14 KM uzunluğu olan bu barajın su toplama kapasitesi 268 milyon M3 olup bunun % 97’si Meriç nehrinden pompalamayla karşılanacak % 3’ü doğal yağmur sularıyla toplanacaktır. Çakmak projesine müteakiben yapılan Meriç Ergene İletim Kanalıyla beraber Ergene Nehrinin temizlenmesiyle çeltik ekim alanları % 100’e varan bir kapasiteyle artacak, Uzunköprü ve Meriç ilçesi dünyanın en kaliteli baldo pirincine kavuşacaktır.
Sulu tarıma geçen bölgemizde seracılık, meyvacılık, karpuz ve kavun gibi bölgemize uygun ürün çeşitleri gelişecek, % 70’lere varan ürün patlaması olacaktır. İstanbul gibi büyük bir metropole 250 KM gibi yakın olan ilçemiz İstanbul’un sebze ve meyve deposu olacaktır. Edirne’nin en geniş verimli tarım arazilerine sahip olan uzunköprü ilçemizden nüfus artışı başlayacak bununla beraber ekonomik hayatımız yeniden 1985’li yıllara dönecektir.
Benim bu yazdıklarım hiçbiri hayal değildir, bunlar 10 yıl içerisinde ilçemizde gerçekleştirilecek olan büyük yatırımlardır. Mühim olan Uzunköprülülerin birlik beraberlik halinde olması ilçemize gelen yatırımlara siyasi gözle bakmayıp, yapan iktidarı da yapılanmasına sebep olan insanları da takdir etmektir. On yıl önce kim bu güzel köprünün yapımını hayal ederdi. Beş yıllık Üniversite yapılacak, binlerce çocuk Uzunköprü’ye eğitim için gelecek 500 kişilik kredi yurtlar kurumu yapılacak TOKİ konutları yapılacak, fakir aileler için TOKİ 130 lira aylık ödemeli 20 yıl vadeli konut yapacak fakir aileler sosyal yardımlaşma kapsamında yapılan konutlarda bedava oturacak.
Kim derdi ki roman ve fakir aileler hastanelerde devlet birimlerinde beyaz Türkler gibi muamele görecek, eşit vatrandaş olacaklar. Bazı beyaz Türkler fakir insanları hor görüp, yapılan yardımları oy için yapılmış birer sahtekarlık olarak görüyor. Aslında bu bütün dünya develetlerinde uygulanıyor, bu sosyal devlet olmanın bir gereği ve ait vatandaşlık ilkesi. Yardım yapılan insanlar Yunanistan’dan Bulgaristan’dan gelmedi, öz ve öz bizim vatandaşımız. Uzunköprü ilçesinde Kaymakamın, Savcının, Emniyet Müdürünün vatandaşlık hakkı neyse kenar mahallede yaşayan romanın, gacalın, pomağın, fakir fukaranın da devlet nezdinde hakkı odur.