Rahmetli ÖZAL Cumhurbaşkanı olduktan sonra yapılan ilk seçimde DYP ve SHP’nin iktidar olması ÖZAL için ızdıraplı yılların başlangıcıdır. DEMİREL gibi yıllarce siyasetle yoğrulmuş kurt ve kaprisli politikacının Başbakan olması ÖZAL’ın Cumhurbaşkanlığının cehennem ızdırabına dönmesine sebep oldu.
Koalisyon hükümetinin yanlış ekonomik kararları köşkten dönmeye başlayınca DEMİREL ve ekibi bir de iktidardan nemalanan basının pohpohlaması ile ipler iyice gerildi. Magazin basınında hergün ÖZAL’ın kızının doğru veya yanlış onur kırıcı haberleri Ahmet ÖZAL ve Efe’nin yolsuzluk ve rüşvete karışmaları Semra hanımın Anavatan Partisini yönetme çzbaları bunların üzerine tuz-biber ekti.
O zamanın meşhur sözleri ; “Çankayanın şişmanı işçi düşmanı” “Çankayada göbeğini kaşıyan adam” gib sloganlar ÖZAL’ı iyice bunalttı. Zaten by-pas ameliyatı olan rahmetli, bir de yeniden siyasete dönme hazırlığı yapması onun ölümünü çabuklaştırdı.
17 Nisan 1993 yılında sözde kalp krizi, kimilerine göre zehirlenme daha sebebi belli olmayan bir şekilde hayata gözlerini yumdu. 20 Yıl sonra bir Cumhuriyet çıkıyor ve diyor ki ; “ÖZAL’a yapılan suikastın arkasında derin güçler var, ben ÖZAL’a yapılan suikastı araştırırken zamanın Genelkurmay 2. Başkanı Sabri BAŞESKİOĞLU bana geldi ve dedi ki bu soruşturmayı bırak ve dediklerimizi yap, bizden haber bekle.” Aynı Cumhuriyet Savcısının kızı kaçırılıyor ölümle tafdit ediliyor. Bu gerçek rahmetlinin ölümünden 20 yıl sonra soruşturmayı yapan Savcı tarafından itiraf ediliyor.
Türkiyenin ne günler yaşadığı, nereden nereye gelindiği, demokrasinin nasıl badireler atlatıttığı bu ufacık bir örnektir. Gelecekte önümüze nice örnekler çıkacağını hep birlikte göreceğiz. (Önümüzdeki günlerde İlçe Başkanlığım döneminde neler yaşadığımı bu köşede açık açık yazacağım.)
Rahmetli vefat edince Türkiye’de ne kadar sevildiğini ve bu ülke için yaptığını Türk Halkı ona Ankara ve İstanbul’daki cenaze törenlerinde gösterdi. Atatürk’ten sonra Türk halkı en büyük cenaze törenine katılımını ÖZAL’a yapıp vefasını gösterdi. Rahmetliyi DYP’li ve bazı sol partilerde siyaset yapanlar hiç sevmezdi. Çünkü yıllarca siyasetten nemalanan, hep iktidar olmuşların elinden ÖZAL oyuncaklarını almıştı. Hep söyledikleri şu laftır ;
“İnşallah mezarında dik durur…! Rahmetliye Allah mezarında dahi dik durmayı nasip etti. 20 Yıl sonra bir sebepten mezarı açılınca Allahın yalnız şehit ve salih kullarına nasip ettiği “öldükten sonra dahi onların vücutları bozulmaz” Hadisinin gerçekleştiğini 74 milyon Türk halkı şahit oldu. Bu gerçek inşallah birilerinin kulaklarına küpe olur.
ÖZAL’ın rahmetli olmasının ardından DEMİREL’in Cumhurbaşkanlığı yolu açıldı. Hemen Cumhurbaşkanı adayı olan DEMİREL ilk defa solun desteğini alarak Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı oldu. Tansu ÇİLLER’de Türkiye’nin ilk bayan Başbakanı oldu. Bu seçimin ardından SHP’de çatlaklar oluştu, BAYKAL’ın kurduğu CHP ile birlişen SHP’den Güneydoğu milletvekilleri ayrıldı. ECEVİT’in DSP’si yavaş yavalş siyaset meydanlarında yer almaya başladı. Bu ikili koalisyonun yanlış ekonomik karaları ülkeyi yeniden döviz sıkıntısına soktu. IMF’den yeniden borç para alımı hızlandı, ülke yeniden anarşinin pençesine düştü. Zamanın Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri KOZAKÇIOĞLU’nun gizli ödenekten aldığı paraların hesabı dahi sorulamadı. Bu yazıyı yazmadan beş gün önce KOZAKÇIOĞLI intihar etti. Demek ki sen yalılarda yaşasanda, trilyoner olsanda vicdan azabından kurtulamıyorsun.
KOZAKÇIĞLU ve Mehmet AĞAR o dönemin faili meçhullerin ve gizli ödeneklerinin nereye gittiğini Tansu ÇİLLER ve o dönemin Genelkurmay Başkanı şahitleridir. Yetimin hakkı kimsenin cebine, kimsenin yeğenine kar kalmıyor.