1990’lı yıllar Türkiye’de koalisyonların yeniden başladığı yıllar ama köylünün, üreticinin, işçinin en çok kazandığı yıllar. Zenginleşen köylünün hızla şehirlere göç ettiği yıllar, bu göç fakirlikten veya işsizlikten değil, yüksek taban fiyatlarıyla zenginleşen köylünün şehirlere yaptığı yatırımlardan ve daha güzel yaşamaktan, daha fazla sosyalleşmekten dolayı zorunlu göçlerdi.
Yazın köyde ekim-dikim yapan köylü kışları da şehir merkezlerinde geçirmeye başladı. Köydeki nüfus %40’lar seviyesine düştü ama yine Türkiye ortalamasında en yoğun oy deposuydu. Böyle olunca siyasi yasağı kalkan DEMİREL, DYP’nin başına geçiyor, hergün iki-üç seçim meydanında ;”Benim köylüm, benim işçim” edebiyatı yapıyor ANAP iktidarını zorluyordu.
Manisa’da seçim meydanında üzüm üreticisine ; ”ÖZAL 3 verirse ben 5 vereceğim” sanki cebinden verecekmiş gibi bol keseden atıyor, 38 yaşta emeklilik vaadediyordu. Türkiye’nin gelecek 20 yılına ipotek koyuyordu. Kenan EVREN’in görev süresi bitince rahmetli ÖZAL Cumhurbaşkanlığına aday oluyor salt çoğunlukla Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı oluyordu.
Yerine vekaleten Yıldırım AKBULUT’u Başbakan yapıyordu. Böylece 8 Yıldır Türkiye’yi yöneten ANAP’ın sonunu hazırlıyordu. ÖZAL’ın köşke çıkması ANAP’ı yeni bir Genel Başkan seçimi için kongreye götürüyor, Semra Sultan’ın desteğini alan Mesut YILMAZ Genel Başkan ve Başbakan oluyordu. Yapılan ilk genel seçimde %24 oy alsa bile DYP’nin başında DEMİREL solun partisi SHP’nin başındaki Erdal İNÖNÜ ile anlaşarak Cumhuriyet tarihinde ilk defa sağ ve sol koalisyon oluşturuluyordu.
Seçimden önce SHP ile anlaşmış olan şimdiki PKK’nın sözcüleri Ahmet TÜRK, Leyla ZANA ve arkadaşları parlamentoya giriyor ve kürtçe yemin etmeye çalışıyorlar. Yeni bir kriz ortamı yaratıyorlardı. Bu ikili koalisyonun en büyük icraatı büyük çabalar sarfedilerek ÖZAL zamanında 55 yaşına çıkarılan emeklilik 38 yaşına düşürülüyor. O günden bugüne her yıl yapılan Türkiye Cumhuriyeti bütçesinin en büyük payı sağlık harcamalarına ayrılıyor, Türkiye Cumhuriyeti genç emekliler mezarlığına dönüyordu. (Avrupada emeklilik yaşı en erken 65’tir)
Bir emekli ortalama 13-15 yıl emekli maaşı alır, Uzunköprü’de benim bildiğim 35 senedir devletten emekli maaşı alan memur ve işçiler var. Avrupada 5 çalışandan kesilen primler bir emekliye veriliyor, Türkiye’de iki çalışandan kesilen veriliyor. Böyle popülist ve oy için yapılan düzenlemeler yüzünden Türkiye Avrupa ülkelerini 20 veya 30 yıl geriden takip ediyor. Türkiye’de emekli ; “Ben bu kadar parayla nasıl geçinirim” diye feryadını yapıyor, dünyanın hiçbir ülkesinde nüfus oranına göre emekli nüfusu bizim kadar yüksek bir ülke yok.
Sigortadan 3.500 günde emekli olmuş kişi 850-900 TL maaş alıyor, Bağ-Kur’dan 9.000 bin iş gücünden emekli olmuş 700 bin TL maaş alıyor. Böyle maaş sistemini de hiçbir ülkede göremezsiniz.
NOT ; Bir önceki yazımızda Gorbaçov yerine Boris YELTSİN olması gerekirdi, düzeltir özür dileriz.