Büyüyen Türkiye, Daralan Uzunköprü 3

Bugün yazıma Uzunköprü Ticaret Borsasında yapılan seçimleri kazanan Egemen ASLAN ve arkadaşlarını tebrik ederek başlamak istiyorum. Egemen ASLAN karakteri düzgün, ne yaptığını bilen, inandığı davayı sonuna kadar savunan dürüst bir kardeşimiz. Bazı kesimlerin kazanmasını çok zor gözüyle baktığı seçimlerden ekibi ile zaferle çıktı. Seçime girmeden kendisine altın tepsi ile sunulan borsa başkanlığını redederek çalışmanın insanlara […]
Yazarlar - 07 Mayıs 2013 10:05

Bugün yazıma Uzunköprü Ticaret Borsasında yapılan seçimleri kazanan Egemen ASLAN ve arkadaşlarını tebrik ederek başlamak istiyorum.

Egemen ASLAN karakteri düzgün, ne yaptığını bilen, inandığı davayı sonuna kadar savunan dürüst bir kardeşimiz.

Bazı kesimlerin kazanmasını çok zor gözüyle baktığı seçimlerden ekibi ile zaferle çıktı. Seçime girmeden kendisine altın tepsi ile sunulan borsa başkanlığını redederek çalışmanın insanlara ulaşmanın kendisini anlatmanın en güzel örneğini vererek imkansız denileni başardı. Demokrasinin en güzel yönü sandıktır. Sandıkta çıkan sonucu herkesin kabullenmesi bir daha ki seçime kadar seçilenlere saygı duyması gerekir.

Gelelim yazımızın konusuna.

70-80 yıllar Türkiye demokrasisinin kabus yılarıdır. Koaliyasyonlar ve derin devletin hortladığı yıllardı.

Uğur MUMCU’nun, Gün SAZAK’ın Bahriye ÜÇOKLAR’ın ve daha bir çok aydın ve siyasinin kont gerilla tarafından öldürüldüğü, kırulan hükümetlerin 1 yada 2 yıl sürdüğü  ve Ec evit Hüküketi’nin Adalet Bakanı Mehmet MOULTAY’ın 5000 solcu militanı işe almasıyla yapılan yanlışlığı dile getirenlere “Yoksa ülkücü fazişanaları mı alacaktım.” Deyip partizanlıkların alıp yürüdüğü, Polis teşkilatının

POL-DER, POL-BİR  olarak bölündüğü 100.000 lise mezununun solcu militan olduğu için 2 ayda öğretmen yapıldığı, öğretmenlerin DÖP-DER ve ÜLKÜ-BİR olarak bölündüğü, eğitimin kateldiği yıllar, kardeşlerin solcu ve ülkücü olarak bölündüğü  aynı silayla hem sağcının hemde solcu’nun vurulduğu (o zamanki Genel Kurmay 2. Başkanı Bedrettin DEMİRELLİ’nin “Biz darbeyi 1 yıl önce yapacaktık. Ancak ortam müsait değildi. Biraz daha Türk gencinin ölmesi lazımdı.” Deyip kendi ağzıyla itiraf ettiği yıllar.

Çorum’da,  Sivas’da,  Gaziantep’de, Kahramanmaraş’da alevi ve sünni diyerek inancından dolayı yüzlerce vatandaşın katedildiği yıllar.

1977’de Taksim’de 1 mayıs kutlamalarında 34 işcinin öldüğü, Ecevit’in İzmir mitinginde bu cinayetleirn arkasında Kont- gereila var diyerek Başbakan’ın dahi konuşamadığı yıllar.

Ne günler geldi, ne günler geçti…

Ama o günler köylü’nün, üret,cinin bu günden daha çok kazandığı günler.

Köylü nufusu %50-55.

Köylü oy deposu.

Bütün genel başkanlar seçim alanlarında yüksek taban fiyatı vahediyor.

Her yıl hükümet değişiyor.

1 yıl önce 10 kuruş olan buğday fiyatı  20 kuruş oluyor.

Kimi genel başkanlar 1’e 5 veriyor.

Öteki 10 veriyor.

50 dölüm, 100 dölüm toprağı olan evinin önüne ya Massey Ferguson yada Fıat çekiyor.

Olmayan paralar verilince ülkede istikrar kalmıyor.

Hemen IMF’ye müraacat edilip borç alınıyor.

Arada Amerika Ordu’ya malzeme yardımı yapıyor.

Kıbrıs savaşında işin gerçeği çıkıyor.

Uçakların bile değiştirilecek lastiği olmadığı anlaşılıyor.

Kıbrıs çıkarması sırasında kendi gemimizi, kendi uçaklarımız batırıyor.

44 genç çocuk şehit oluyor.

Bunu zafer olarak sunuyor, kahraman oluyoruz.

Her 10 yılda bir ülkeyi hainlerden kurtarıyoruz.

Hain denilen bu ülkenin gençleri.

Ahmet’in, Mehmet’in çocukları.

Fatma’nın Ayşe’nin kızları.

 

Devam edecek..!

 

BENZER HABERLER