Çarşamba günkü (dün) yazımda hasbelkeder bir paragrafte olsa Ticaret Borsası’nın yapılacak olan seçimlerinden sözetmiştik ya meğer ne meraklılar varmış peki Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri ne olur diye sorgu hakimleri soru yağmuruna tuttular cepten ve hepten merakla.
Bunların meraklarını ne kadar giderebiliriz bilemem ama piyasada UTSO Başkanlığı için iki kişinin adı telaffuz ediliyor. şimdi yeni yönetmeliğe göre mevcut UTSO Başkanı artık aday olamayacak. (eh, yeter yani)
Dedim ya piyasaya çıktığımda başta Uzunköprü’nün kanaat önderleri diye bilinip saygı duyulan kişilerle sık sık yeni yeni hükümetler kurarken, iş, ticaret, siyaset ve devlet adamları ile de zaman zaman bir araya geliyoruz. Lazım olan yorumları buradan toplarken insanların düşünce, fikir ve önerilerini bu sayfaya aktarmaya gayret gösteriyoruz.
Lafı daha fazla gevelemeden UTSO Başkanlığı konusunda ıbrahim AKALIN’ın aday olamayacağına göre iki kişinin isminin zikredildiğine şahitlik ediyoruz. Birincisi gazete sahibi Adnan KARAKAYA’nın aday olabileceği konuşulurken işadamı Ercan ıHTıYAR’ın ise aday olup olmayacağı bana soruluyor. Bu konuda yemin billah haber ya da bilgim yok ancak meraklı toplum araştırıyor, soruyor, sorguluyor. Bunlara muhatap olunca yazamadan edemiyoruz böyle işte.
*** *** ***
Geçenlerde Belediye Hesap ışleri eski Müdürü Ahmet GÜNAY’ın çevre yolundaki gübreci dükkanında dördü kelli felli benimle beraber toplam beş kişi kahvemizi içerken (adını reklama girer diye yazmıyorum) tuzu kupkuru olan bir zat-ı muhterem ekonomiden, tarımdan, hayvancılıktan, kısacası gidişattan nutuk çekerken neredeyse inanacaktım kendisine.
ıçlerinde en garip gurabba benim, şikayet etmeyip şükrediyorum adamın yazlığı, kışlığı, arabası, parası herşeyi var öyle bir sızlıyor ki nerdeyse inandıracak mübarek. Ama adam tam politikacı, hani bağlamadan tutulamayacak cinsten.
Diyor ki ; “Bundan böyle parası olan sahillere, safariye. Parası olmayan sanayiye, yok öyle…!” Ama adama hak vermedim değil, gerçekten etrafımıza baktığımızda paraya ihtiyacı olan insanların sanayi bölgelerine göç ettiklerini ve parası olan insanların da sahillere göç ettiğini yakından görüyoruz, biliyoruz. Yani bizim gibi fakir fukaralar anızda yanarken onlar denizlerde yanacaklar. Dünyanın kuralı bu ama nedense hep KURAL bizler KRAL onlar oluyor. Olsun ama zoruma gitti işte.
*** *** ***
Ülke siyasetine bakıyorum bir yanı sazlık samanlık, bir yanı tozuk dumanlık, diğer yanı ise kapkaranlık, refahta olan insan kitlesi azınlık. Tartışırken bazı adam gibi adamlarla ;
“ıyi ki iktidar partisinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir oy potansiyeli var, yoksa BDP’liler ülkenin başını ağırtacak gibi görünüyor.” Fikirleri insanların bunlardan ne kadar etkilendiğini ve endişelendiğini ortaya koyar gibiydi.
Bu endişe yaşadığımız bu bölgeye kadar gelmişse sağduyulu insanların endişe ve tedirginliklerine hak vermemek elde değil değil mi. Doğu ve Güneydoğu’da sadece iktidar partisinin değil, muhalefet olarak özellikle Mecliste grubu bulunan CHP ve MHP’nin de güçlenmesi gerekir. Herkes gözünü Karadeniz, Ege, ıç Anadolu ve Trakya’ya dikmiş. Ülke sadece bu bölgelerden ibaret değil ki, bu ülkenin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşayan insanların da BDP haricindeki siyasi partilere ihtiyacı var. Bu siyasi partiler oradaki insanların ayağına gitmezse bu insanlar hiç gelmez.