Yaklaşan mahalli seçimler öncesi Uzunköprü’de Milliyetçi Hareket Partisi dışındaki her iki siyasi partide de gözle görülür bir hareketliliğin yaşandığına tanıklık ederken istenmedik dedikodular da duyuyoruz zaman zaman.
Dedikodudan maada bu dediklerim bizim ve Edirne basınının gazete sayfalarını süslüyor son günlerde. Uzunköprü’de Uzunköprü Gazetesi’nin dediği gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nde eski vekil Rasim ÇAKIR’ın bazı sözlerinden ötürü partisinden ihracı istemiyle ıl Disiplin Kurulu’na sevk edilişi konuşulurken, yeni vekil Recep GÜRKAN’ın bu işlemi durdurmak için çaba sarfettiği partililerce dilden dile söyleniyor.
Ben bildim bileli bu ve buna benzer parti içi sürtüşmeler yaşandığı için ben bunu CHP’nin genetiğinde varmış gibi algılıyorum. Sadece ÇAKIR değil, CHP’nin önseçiminde, Kurultay Delegeliği seçimlerinde yaşanan ve Belediye Başkanı Enis ışBıLEN ile ılçe Başkanı Yakup ATALAY’ın aralarının açılmasının ardından şimdi ılçe Yönetimi Belediye Meclis Üyesi ınanç SÜLÜş’ü körüklerken, Edirne CHP’si ise CHP Belediye Meclis Üyesi Namık Kemal DÖLENEKEN’in Recep GÜRKAN’a hakaret ettiği gerekçesi ile tedbirli olarak ıl Disiplin Kuruluna sevk edilişini konuşuyor.
Cumhuriyet Halk Partisi bu gelişmelerle halkın gözünde puan kaybedip giderken iktidar partisinde de durumun bu partiden farksız olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Ancak olası bazı iç karışıklıkları vekil MÜEZZıNOğLU’nun frenlediğini bilmeyen kalmamıştır elbet.
Ancak ortaya atılan yeni iddialara göre bazı partililerin önümüzdeki yerel seçimlerde “bizim Başkan adayımız falancadır” adı altında bir imza toplayıp bu imzaları MÜEZZıNOğLU’nu da atlayarak Genel Merkeze iletecekleri söylentileri ayyuka çıkmış vaziyettedir sadece haberiniz olsun istedim o kadar.
Siyasette hal böyleyken, tam da buraya kadar yazmışken, gazete kapısından hışımla giren iki kişi yazacaklarımı unutmama neden oldu. Kendilerinin Turnacı köyünden olduklarını ve Jandarma tarafından mağdur ve rencide edildiklerini söylerken bir hayli meraklandım. Zira bizim köylü dediğimiz insanlarımız uysal olduğu kadar Devlete karşı SORUNLU insanlar değil, aksine SORUMLU ve saygılı olan insanlardır.
Anlattıklarını duyunca inanmak istemesem de adamlarla bizzat ben muhatap olduğum için sizi de konuyla muhatap ediyorum. Gazetenin konuyla ilgili haberinde yer alan ve mağdur olduklarını söyleyen isimler Özel ıdare’ye olan su borçlarından dolayı tahsilatın Uzunköprü Jandarma Bölük Komutanlığına bağlı askerler tarafından yapıldığını söylemeleriyle gerçekten hayrete düştüm.
Düştüğüm yerden kalkıp kafamı toplayayım derken daha da dağıldım. Nasıl böyle bir şey olur? Sorusuyla hangi birime ve kime nasıl tepki göstereceğime şaşırdım. Özel ıdare Müdürlüğü borcu bulunan köylüye “borcunuzu şu tarihe kadar ödeyin” ihtar ve uyarısını yapmış mıdır?
Köye tahsilat için giden Jandarmaya köy muhtarı neden bir mülki amir olarak ;
“Benim köylüm borcunu öder, muhtar olarak köylüme ben kefilim” deme lütfunu göstermemişte dolayısıyla duyarsız ve kayıtsız kalmıştır?
Jandarma tahsilat için kendi kafasına göre hareket etmeyeceğine göre askeri tahsilat için Turnacı köyüne hangi birim amiri göndermiştir?
Bu sevimsiz ve alışık olmadığımız durumdan Sayın Kaymakamımızın haberi var mıdır? Soruları şimdili yanıtsız kalırken bundan böyle köylünün devlete veyahut başka yerlere olan borçları da Jandarma tarafından mı tahsil edilecek sorusu, korkusu ve endişesi benim bizzat muhatap olduğum Turnacı köylülerinde var. Bu korku ve endişeyi ortadan kaldırmak için Jandarmayla hangi birim amiri muhatap olacak onu zaman gösterecek.
Yazının sonuna şu notu düşersek yazıyı okuyanlara kendi çapımızda iyilik etmiş oluruz diye düşündüm ;
“şanssızlığa katlanabiliriz, çünkü dışarıdan gelir ve tümüyle rastlantısaldır. Oysa yaşamda bizi asıl yaralayan, yaptığımız hatalara hayıflanmaktır.”