Milliyetçi Hareket Partisi Uzunköprü İlçe Teşkilatı ile ilgili düşüncelerimi geçici bir süreliğine erteleyerek, hatta iptal (!) ederek diğer siyasi partilere yönlendireceğim ki kafam rahatlasın. Siyasi partilere değinmeden evvela Pazar günü Uzunköprü’nün en büyük ve en gelişmiş köylerinden Kavacık köyüne gelen Yunan’lı misafirlerden bahsetmek istiyorum müsadenizle.
Efendim bu misafir Yunanlılar aslında misafir sayılmazlar, çünkü yıllar önce bizim atalarımız-dedelerimiz Yunanistan, Bulgaristan, Romanya’da iken bu misafirlerimizde Trakya’da, Edirne’de, Uzunköprü ve köylerinde yaşarlarmış. Savaşlar, sürgünler ve göçler sonucunda bizler burada onlarda orada yaşamak zorunda kalmış ya da bırakılmış.
Bu Yunan’lı misafirlerimiz yıllar önce Kavacık köyünde yaşayanların çocukları ve torunlarıymış ki atalarının ve dedelerinin yaşadığı Kavacık köyünü merak edip ziyarete gelmişler. Hemde beraberinde yöresel yemekleriyle, hediyeleriyle. Buraya kadar herşey güzel, sizde masal gibi okudunuz değil mi…
Şimdi gelelim yazının fırça (!) bölümüne…
Kardeşim bu insanların geleceğini yaklaşık onbeş günden önceden bilen Belediye neden misafirleri ağırlamak için herhangi bir hazırlık yapmaz. İnsancıklar alışveriş yapacaklar kuruyemişçilerden başka açık esnaf yok. (biiiiir)
Esnafın açık olması için Belediye Başkanı Pazar gününden bir-iki gün önce esnaflarla küçük bir bilgilendirme toplantısı yapamazmıydı, yapabilirdi-yapmadı. (ikiiiii)
Kavacık köyünde muhteşem bir misafirperverlikle karşılanıp ağırlanan misafirler Uzunköprü’de neden Belediye Başkanı ya da Meclis Üyelerince değil de Kavacık köyü muhtarı tarafından gezdirilip yönlendirildi. (üüüüüüç)
Kavacık köyüne misafirlerden önce gitmesi lazım gereken Başkan neden Kavacık köyüne misafir gibi misafirlerden sonra geldi. (döööört)
Yunanlı misafirler dile kolay 100 (yüz) kişilerdi, bu insanlar köfte yiyecekler köfteci kapalı, lahmacun yiyecekler kapalı, et döner yiyecekler dönerci kapalı, sulu yemek yiyecekler kapalı işyerlerinin açık olması için bir gün önceden Belediye hoparlöründen anons yapılamazmıydı, yapılmadı. (beeeeşş)
Bırak kardeşim esnafın kapalı olmasını falan, gelenlerin arasında bayanlar, çoluk-çocuk taharet ihtiyacını gidermek için tırım tırım tuvalet aradı beeee. (altııııı)
Esnaf habersizlikten kapalı ama ne tesadüftür ki papazı olmayan ticarethanenin (!) alış-veriş standının kapıları Kilisede ardına kadar açık. Çoğunluğunu CHP’li bayanların oluşturduğu Uzunköprü Kültür ve Dayanışma Derneği Kilisede açtıkları hediyelik eşya standı ile cukkayı cebe indiriverdiler ama ne habeeeer…
*** *** ***
Yazının başlığı nireeee, konunun sirayet ettiği yer nire. Başlığı atmışık DSP’nin kuşundan yana, gönül koymuşuk Yunanlı konuklardan yana. Yarı baygın bir şekilde seçimde ne yapacaklarına nihayetinde karar aşamasına geldiklerini duyduğum DSP’lilerle soğuk iklimin sıcak ve hararetli bir gününde konuşuyoruz dün.
Gerçi henüz karar verememiş olmanın verdiği sıkıntıyla kelimeler boğazında düğümlenen partililer kime destek verecekleri konusunda bazı şartları olduğunu ifade ederlerken neyi kastettiklerini (Belediye Meclisine DSP’den de adam) çözmüş gibi olsam da bunu benim yüzüme söylemekten çekindiler nedense.
Bir ikincisi ;
“O adama kesinlikle değil destek, yağmurlu havada su yok…!” derlerken ben şahsen ; “O adamın” kim olduğunu sormadığım halde onlar söylediler, reklama girer veyahut YSK’nın kararlarına ters düşer diye kişinin adını deşifre etmiyorum ki aday gösterilmemesi halinde kabahati benden bulmasın.
*** *** ***
Dünkü ulusal basında bir zamanların efsanesi Genç Parti Genel Başkanı Cem UZAN’ın beyanatının yanısıra onu yalanlayan usta gazeteci Uğur DÜNDAR’ın konuşmasını izledim dün. Meğer UZAN ne yalancıymış ta bu yalanlarının ucuna bir zamanlar “usta gazeteciyim” diyenleri bile alet etmiş…! Bu UZAN’lar var ya bu UZAN’lar Uzunköprü’ye kadar uzanmışlardı ama onun peşine takılanlar uzadı gitti anlayacağınız…