Bir insan ne kadar çok gürültü yaparsa, sesleri o kadar sessizdir.
(Elazar Benzeeftz)
Su bile gürül gürül akarken çıkardığı ses gürültü sayılmazmış. Ülke geneline bakıyorum, siyasete takılıyorum ve CHP’nin neden yıllardır bu memlekette iktidar olamadığını anlıyorum. Olur ama her şeye sırf maydanoz olsun, torba dolsun diye muhalefet edilmez ki be kardeşim.
Genel Başkanlarından il, ilçe, belde ve hatta köy sorumlusu, parti üyesi veyahut delegesi mübareklerin hepsinde bir konuşma, bir eleştri, bir kürsü, bir mikrofon takıntısı olduğunu görürsünüz. Konuşmak için de konuşulmaz ki be birader, polisin biber gazı önlemini ilkokul çocukları gibi renkli renkli kartonlara yazıyorlar, Meclisin duvarlarına asıyorlar, manavdan aldıkları limonları Meclise taşıyorlar işmi yani bu?
Memleketi yönetmeye talip olan koca koca adamların yaptığına bakın. Yaptıkları onlara göre muhalefet ama halka göre gürültüden başka bir şey değil. Tepede işler böyle olunca aşağılarda da durum bundan farksız olarak karşımıza çıkıyor.
CHP ılçe Başkanı Yakup ATALAY’ı yıllardır tanırım, sever sayarım, bana göre iyi bir siyasetçi, iyi bir hatip, iyi bir yönetici olabilir ama çok konuşunca beni bile kızdırıyor.
ıktidar partisi ılçe Başkanı herhangi bir konuda gazetelere beyanat vermeye görsün ATALAY ne yapar eder ertesi gün mutlaka bir konu bulur ve gazetecileri parti binasında toplar. şimdi yazının başındaki ilk sözü tam buraya koyup okumaya öyle devam edin.
Yani diyorum ki çok gürültü çıkarıyorsun sayın ATALAY çok. ıktidar partisi de öyle Aralık ayının on’unda (rakamla 10) bir toplantı daha yapacaklarmış, toplanıp toplanıp duruyoruz da sonuç? Bakın bu toplantılardan gına gelmiş olacak ki son gerçekleştirilen Ege Düğün Salonundaki toplantıya bırakın sade bir parti üyesini bazı Yönetim Kurulu Üyeleri bile katılmaya gerek duymayarak katılmadılar. Bu arada geçen gün Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ıbrahim AKALIN’ın Uzunköprü’ye doğalgaz getirilmesi için iktidar partisi ılçe Başkanlığına yazı yazdıklarını ancak Çağatay YILMAZ’dan hala cevap bekledikleri serzenişinde bulunduğunu bizzat işittim. Evet sayın Başkan Çağatay YILMAZ öyle iki çift süslü cümleyle gazete tepelerinde gürültü çıkarmak yerine Sanayi Odası’na gaz çıkar da görelim.
Hava muhalefetinden ötürü gününde yapılması gereken 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Çarşamba gününe ertelenirken bizim CHP sırf bir ayrıcalık, farklılık, inat ve muhalefet olsun diye çıkardığı gürültüyle Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürürken Salı günü gerçekleştirilen bayram etkinliklerine katılmaya gerek duymadı. ış mi şimdi bu?
32 Seneden sonra Uzunköprü’de Belediye hasretini öyle ya da böyle dindiren CHP Cumhuriyet Bayramında oylarını topladığı ilçe halkını protokolde temsil edemiyor, etmiyor. Bırakın protokolü, zahmet edip bayramı izlemeye bile gerek duymuyor. Koskoca Cumhuriyet Halk Partisi’nin o dillerinden düşürmedikleri CUMHURıYET anlayışına bakın ve ders çıkarın ben daha ne diyeyim.
Ne demiş elin gavuru ;
“Geçmişi hatırlamayanlar onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar.”
Cumhuriyet Halk Partisi Uzunköprü’de geldiği bugünkü konumunu olduğu kadar hasret kaldığı 32 senelik mesafeyi de hatırlamalı ve hatta hiç unutmamalılar ki torunlarına bunca sene sonra Belediyeyi nasıl aldıklarını anlatabilsinler. Böyle fırsat, böyle talih, böyle bir rüzgar her zaman esmeyebilir diii mi ama.
Basit ve sığ konulara takılı kalmak yerine gerek iktidar ve gerekse muhalefet partileri böyle cıvık cıvık, laçka olmuş, halka hiç de inandırıcı gelmeyen bu tür kof uğraşılar kimseye bir şey kazandırmadığı gibi bunlar siyasetten de sayılmaz hani. Haaa, ne yapalım başka yapacak bir şey bulamıyoruz diyorsanız o sizin bileceğiniz şeydir devam edin bence sakıncası yok.
Eeee ne demiş adamın biri ;
“Küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.”
Valla ben demedim, kimse o adam demiş işte…