Uzunköprü’de kimleri yağlayıp yıkayacağını ve kimlere bulaşıp sataşacağını şaşıran batılların
(BATIL ; doğru ve haklı olmayan, çürük; bozuk, sakat, boş, hukuken geçersiz, dayanaksız, temelsiz, beyhude, hüküm ifade etmeyen.) olduğunu bilmeyen kalmadı neredeyse bu kasabada.
Geçen Kaymakam Uğur KOLSUZ’la ilgili olarak “İLKEL KAFA” çirkinliğini ulusal basınla paylaşan zihniyetlerle ilgili olarak çok küçük bir detaya bu köşede yer vermiş olsam da yazımızı sağolsunlar ciddiye alanlar tebrik yağmuruna tutarlarken Uzunköprülülerin sonuna kadar Kaymakamın yanında ve arkasında duracaklarını söylemeleri beni daha da onare ettiğini belirtmek isterim.
Deplasmandan gelip şahsıma ders vermek ve öğretmenlik yapmak isteyenlerin geldikleri yerde nasıl görev yaptıklarını o yörenin halkından insanların isim ve şiveleriyle kaleme alacağız az sabredin. Bizi konuşturmak için bu kadar acele etmelerinin mealini çözmüş değilim.
*** *** ***
Her ne kadar saygılarından mütevellit bana bizzat söylemeye çekinselerde (!) gazetemiz acar muhabir kardeşimize bazı konuları fısıldayan Belediye Meclis Üyeleri Belediye’nin gıyabında adeta ARAŞTIRMA SORUŞTURMA KOMİSYONU kurmuşlar. Bizim muhabir kardeşimiz bu konuyu yaklaşık iki haftadan bu yana bir türlü toparlayamadığından bana yarım yamalak anlattıklarına göre bazı Meclis Üyeleri (CHP’li) şunları konuşup araştırıyorlarmış ;
1-Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) ne bir yıllık 12.500 TL nasıl ödenirmiş. (miş)
2-Belediye tarafından 2012 yılında ekilmek üzere 103 bin lale alınmış. (mış) Laleler neredeymiş. (miş)
3-Belediye’nin 2012 yılı yıllık cep telefonlarına ödediği nakit ücret tam 52 bin TL imiş. (miş)
Bunları hangi Belediye Meclisi araştırıyor, söylüyor ya da sorguluyorsa Başkan bu yazıyı yazan bana değil, muhatabına sorsa bence daha detaylı bilgi sahibi olacaktır, buradan hatırlatayım dedim.
*** *** ***
Kardeşim bu memlekette, bu memleketi kurup kurtaran Atatürk’ün resmi, yani devlet dairelerinde Kılık Kıyafet Yönetmeliği diye bir kural, bir kanun varken birilerinin bu yasa ile ilgili kuyruk acıları neden bu kadar debreşir ki…!
Kaymakam bu ilçede yeni yeni kanunlar çıkarıyor da bizim mi haberimiz yok? Bir kere Kaymakam böyle bir uygulama yaparken Vali’den izin- icazet alır. Kendi kafasına göre böyle birşeye kalkışmayacağını bilenlerin amaç ve niyetleri belli olmuyor mu.
Kendileri huzursuz olduklarından ve huzursuzluktan nemalandıkları için bu tür senaryolarla kamuoyunun kafasını karıştırmaya niyetleniyorlar. Ancak herkes her okunanı yazıldığı gibi ya da göründüğü gibi okumuyor arkadaşlar. Mesela bizim bu gazeteyi okuyanlar ne demek istediğimizin, şeffaf olup olmadığımızın, tarafsızlığmızın araştırmasını yapmaya gerek duymadan, endişe etmeden takip ederken her gazete benim dediğim gibi takip edilmiyor, çok küçük bir azınlığın okuduğu bazı gazetelere bakış açıları aşağıdaki örnekle tıpa tıp aynıdır.
*** *** ***
Temel bir dağ başında oturuyormuş ve en büyük zevki günlük gazete okumakmış, fakat tembelmiş ve gazete alabilecegi tek yer oturduğu dağın eteğindeki bakkalmış. Bu iş için hep Fadimeyi gönderirmiş.
Fadime birgün sıkılmış ve Pazartesi günü 7 tane o günün gazetesinden almış. Ve pazartesi günü bir gazete verip diğerlerini saklamış. Ertesi gün Temel gazete isteyince dün aldığı gazetelerden birini ben çıkıyorum deyip işlerini hallettikten sonra çıkarıp vermiş. Çarşamba günü yine Temel gazete istemiş, Fadime yine işlerini halledip Temele gazeteyi vermiş. Perşembe günü yine Temel gazete istemiş Fadime yine vermiş. Akşama doğru Temel Fadimeyi çağırıp “Fadime” demis.
“Dünyada ne salak insanlar var, dört gündür aynı adam aynı yerdeki ağaca arabasını çarpıyor…!”
Eeee boşuna dememişler “ bakmakla görmek arasında, okumakla anlamak arasında fark vardır” diye işte bizim farkımız da burada.