aşermiş yiyor sapsarı karpuzu kapısında eksik tek domuzu…

Adamla pazarlık yapıyoruz bugün başlamadan daha dün acelesiyle. Gazeteye reklam verecekmiş neyse ücreti ödeyecekmiş ama tek şartı varmış o da vereceği reklam bu köşenin tam altında yayınlanacakmış. Bak seeeen…. Kardeşim bi kere bu gazetede hele hele bu köşenin yakınlarında reklamın yayımlanması için kombine biletin olması lazım biiir, iyi bir gazete okuyucusu yerde bulduğu küpürü bile […]
Yazarlar - 12 Aralık 2012 10:52

Adamla pazarlık yapıyoruz bugün başlamadan daha dün acelesiyle. Gazeteye reklam verecekmiş neyse ücreti ödeyecekmiş ama tek şartı varmış o da vereceği reklam bu köşenin tam altında yayınlanacakmış. Bak seeeen…. Kardeşim bi kere bu gazetede hele hele bu köşenin yakınlarında reklamın yayımlanması için kombine biletin olması lazım biiir, iyi bir gazete okuyucusu yerde bulduğu küpürü bile okur ikiiii. şahsım olarak yıllardır gazeteleri takip ettiğim kadarıyla hiçbir gazetenin şeklini önemsemediğim gibi sürekli içeriğine değer vermişimdir bu da üüüüçç.

Babadan kalma iki pilli tek antenli radyoda “gaytırıkuppak Cemileeeemm, ben bu işe gelemeeem” türküsünü dinlerken kömür alamadığım için kara öküzün tezeği ile doldurduğum sobanın üzerinde ayşekadın fasülyesi gibi kaynayan içi kireçlenmiş dışı ziftlenmiş çaydanlığa bakarken elimde bizim gazete, hem kendi yazımı hemde bizim acar muhabirin serpiştirdiği haberlere göz atıyorum.

Ne yalan edeyim ben bütün gazetelerin (yerel) sadece ilk sayfalarına bakarım. Gerçek diyorum ben öyle yemek tarifiymiş, kazaymış, kız kaçırmaymış, bulmacaymış, falmış, muskaymış benim raconuma ters gelir. Haaa bir gazetede yerel de olsa bunlar gerekli mi derseniz ben de ilgi alanına girenler bilir der sıyrılırım işin içinden.

Dedim ya bizim gazeteyi okurken gene CHP’li Doç. Dr. Okan GAYTANCIOğLU’nun resim ve haberini görüp okudum. ADD’den sonra Arıcılar Derneği’nin daveti üzerine GAYTANCIOğLU’nun arkadaşının bugün bir konferans vereceğini öğrendim. Hatırlayacak olursak GAYTANCIOğLU geçen dönem CHP’den milletvekilliği için aday adayı olmuş ve bu kadar tanınmamasına rağmen iyi de bir oy almıştı.

şimdi siyaset ahalisinin diline dolaşan astarsız muhabbetlere göre mevcut vekillerden ümitlerini yitiren partililerin umutlarını GAYTANCIOğLU’na bağladıkları konuşuluyor. Bana göre çok da normal bişey, ancak seçmene göre nasıl onu da sandıklar saçılınca beraber göreceğiz.

Belki konuyla alakası olmayabilir ama sayfayı çabuk doldurayım diye şu risaleyi sizlerle paylaşayım dedim.

Vilayetin vekil adayı memleketlisinin karşısına çıkar  ve mitingde konuşmaya başlar ;

“Hey hemşehrilerim ben sizin için ilkokulu bitirdim” herkes şak şak öndeki bir yaşlı bayan “vah vah” çeker.

Vekil adayı ; “Ben sizin için orta okulu bitirdim” der yine halktan şak şak yaşlı bayan yine “vah vah” çeker.

Vekil adayı ; “liseyi bitirdim” der yine aynı sahne milletvekili adayı “hey halkım ben sizin için üniversiteyi bitirdim” der halk bir coşkuyla yine şak şak ama yaşlı bayan bu sefer “vah yavrum vah vah” der, adayın bu durum dikkatini çeker mitingden sonra yaşlı bayanın yanına gelip ; “Nine ben ilkokulu, ortaokulu, liseyi bitirdim dediğimde millet alkışlarken sen vah vah çektin, üniversiteyi bitirdim dediğimde vah yavrum vah diye acıdın niye?”

” Lan yavrum bizim için bu kadar acıya nasıl dayandın ben bir hafta gittim, bir hafta bana kan işettiler sen bunca sene nasıl dayandın onun için vah vah çektim” der.

Etrafımıza bir baktığımızda siyasete soyunan bazı öyle gereksiz, lüzumsuz, fütursuz adamlar var ki boşluğu iyi dolduruyorlar, açıkları iyi buluyorlar yemin billah. Siyaseti asıl yapması gereken, insanları yönlendirme kapasitesi dolmuş dürüst kişiler maalesef pisliğin kendilerine bulaşmasından korktuklarından kenarda öylece bekliyorlar. GAYTANCIOğLU’nun şahsına, karakter ve kişiliğine tek kelime etmem, edemem de sadece gel sen siyaset sana bulaşmadan sen siyasete bulaşma diyecem ama o zaman da ben dürüst davranmamış olmayacakmıyım diye tereddüt ediyorum. Tamam milletin GAYTANCIOğLU gibi dürüst ve bilge kişilere ihtiyacı olabilir ama siyasetin böyle insanları bozacağından endişe ediyorum o kadar. Anladınız siz demek istediğimi, zaten demişim dediğimi…

 

Günün Lafı ; “Yazılı olmayan kanunların en büyük sorunu sildirmek için başvuracak kimsenin olmamasıdır.”

BENZER HABERLER