ARMEGEDDON/MELHAME-İ KÜBRA/KIYAMET SAVAŞI/ARZI MEV’UT 

Dostlar! Çoktandır elim bir türlü bilgisayar klavyesine varamıyor. Haberleri izleyemiyorum. Artık, insanlığın bittiği noktadayız. Dünya halkları ayakta. Ancak, dünyayı yöneten liderlerin bazıları asrın soykırımına destek verirken bazıları korkularından mıdır nedir? Cılız sesler çıkarmakta. Kınamaktan öte bir ortak harekete varamamaktadır. Bu nasıl bir zihniyet ki, kadın erkek çocuk demeden katliamlar gerçekleştirilmekte. Cami kilise, hastane demeden çok […]
Yazarlar - 28 Ekim 2023 12:23

Dostlar! Çoktandır elim bir türlü bilgisayar klavyesine varamıyor. Haberleri izleyemiyorum. Artık, insanlığın bittiği noktadayız. Dünya halkları ayakta. Ancak, dünyayı yöneten liderlerin bazıları asrın soykırımına destek verirken bazıları korkularından mıdır nedir? Cılız sesler çıkarmakta. Kınamaktan öte bir ortak harekete varamamaktadır. Bu nasıl bir zihniyet ki, kadın erkek çocuk demeden katliamlar gerçekleştirilmekte. Cami kilise, hastane demeden çok rahat İstediği yeri bombalamakta. Bize yıllardır insanlık dersi vermeye kalkan hazırladıkları raporlarla ülkemize adeta ders vermeye kalkan emperyalist güçler zulümde birleşerek bütün güçlerini toplayıp bir araya getirerek zalimlerle saf tutmaktadırlar.

Türkçemizde güzel bir söz vardır. “Zulüm ile abat olanın ahiri berbat olur. “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. ” Son günlerde cinayetlerini̇ artıran İsrail en nihayet 17 Ekim Salı gününün gecesi dünyada bir eşi ve benzeri olmayan , hiçbir hukuk ve kanuna sığmayan terör devleti İsrail’in hastaneyi bombalama olayı gerçekleşti. Binin üzerinde insanın vefat ettiği ifade edilmektedir. Tabikî bunların çoğunluğu çocuk, kadın ve ihtiyarlardan oluşmaktadır. Daha dünyaya gözlerini yeni açmış hiçbir şeyden habersiz sabileri katletmek nasıl bir şey? Nasıl bir kin ve nefret bu böyle. Hatta basına yansıdığına göre Amerika’da altı yaşındaki Filistinli bir çocuğu yirmi beş yerinden bıçaklayıp öldüren bir Yahudi nasıl bir ruh haline sahip. Bu kin ve nefretin sebebi ne? Bu toptan cinnet hali

Yahudilik hakkında bir bilginiz yok ise bu yapılanları anlamakta zorluk çekersiniz. Eğer onların inançlarını bilmezseniz bazı şeyleri anlayamazsınız. Mesela Tevrat’ta geçen şu cümleyi okurmusunuz? Tanrı, “Seninle yaptığım ahit (birit) şudur” dedi. “Birçok ulusun babası olacaksın. Artık adın Avram değil, Avraham (İbrahim) olacak. Çünkü seni birçok ulusun babası yapacağım. Seni çok verimli kılacağım. Soyundan milletler doğacak, krallar çıkacak. Ahdimi seninle ve soyunla nesiller boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim. Senin, senden sonra da soyunun Tanrısı olacağım… Bütün Kenan ülkesini sonsuza dek mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim… (Tekvin 17:4-8)

Adamlar kendilerini Tanrının seçilmiş kulları olarak görür. Kenan ülkesini -Arzu Mevudu- Yahudi soyuna verdiğine inanır. Kenan ülkesi dediği bizim Kayseriyi de içine alan güney doğu Anadolu bölgemizi Irak, Suriye ve Filistin topraklarıdır. Asırlardır hedefleri, uğradıkları bozgunlardan ötürü dünya’nın dört bir yanına sürgün olan tüm Yahudileri buraya toplayıp, önce Büyük İsrail sonra ‘Dünya Hâkimiyeti İdealini’ gerçekleştirmektir. Dağılan Yahudileri buraya toplamak ve bu ideale ortak etmek için sürekli sahte Mesihler ileri sürüp ikna faaliyetleri gerçekleştirmişlerdir. Sahte Mesihlerle başlayan bu hareket 20. Yüzyılın başlarında Theodor Herlz öncülüğünde artık ‘Siyonizm’ adı verilen siyasi bir kimliğe bürünmüştür.

Bazı şeyler yerine daha güzel oturuyor. Adamların inancı arz-ı mevud’u gerçekleştirmek. Güney Doğu Anadolu bölgemizde yıllardır süren terör faaliyetlerinin arkasında İsrail ve ABD nin olması tesadüf müdür.? Yoksa büyük İsrail projesi midir? Peygamberimiz (s.a.v): “Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe Kıyamet kopmayacaktır. Bu Harpte Müslümanlar galip gelerek Yahudiler’i öldürecektir.’”(Müslim-Fiten/82) buyurmaktadır.

Bu hafta sonu Millî Mücadelenin 100.yılını kutlayacağız. Bu vesile ile ilgili kutlama faaliyetleri için çalışmalar devam etmektedir. Ancak benim önerim insanımıza özellikle gençlere bazı tekrarlanan söylemlerden öte ciddi anlamda 100 yıl önce yaşananları olanca çıplaklığı ile anlatmak. Yüzyıl önce yaşanan ve koskocaman bir devletimizin parap parça edilmesi, bünyesinden altmıştan fazla devlet kurulması nasıl oldu? Hep aynı taktik böl parçala yönet.

Aslında bu hafta bambaşka bir konu ile karşınıza çıkacaktım. Ancak kütüphanemi düzenlerken öğrencilik yıllarından kalma muhtemelen okumamışımdır. İki ciltlik Prof. Dr.Ali SARIKOYUNCU’nun “Milli Mücadelede Din Adamları” Kitabı elime geçti. Tamda haftası diyerek okumaya başlayınca bugüne kadar çok da bahsedilmeyen bazen hiç dillendirilmeyen bir konu beni buldu. Sahi Türk Filmlerindeki o çirkin karakterli imam imajları, Halide Edip’in “Vurun Kahpeye” romanındaki tiplemeler de nesi. Milli Mücadeleye Katılan Din Görevliler varmıdır? Milli Mücadelenin temellerinin atıldığı Müdafayı Hukuk Cemiyetlerinde görev almışlar mıdır?

Merak ettim Edirne’de kurulan hukuk cemiyetleri var mı diye. Biraz araştırınca enteresan sonuçlara ulaştım. Buyurun size kaynağından bir alıntı: “Edirne mebusu Faik (Kaltakkıran) Bey, Edirne Belediye Başkanı Şevket Bey, Avukat Şeref (Aykut) Bey, Yolgeldili Kasım Efendi, İstanbul’da 2 Kasım 1918 tarihinde “Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyeti Osmaniyesi Cemiyeti” kurmaya karar vermişler ve 7 Kasım 1918 tarihinde kurmuşlardır. Derneğin kuruluş beyannamesini Edirne vilayetine 30 Kasım tarihinde verildiği de iddia edilmektedir. Derneğin kuruluş haberleri İstanbul gazetelerinde 2 Aralık tarihinde çıkmıştır.  Yine derneğin yayın organı olan “Trakya-Paşaeli Gazetesi” 2 Aralık 1918 tarihinde ilk sayısını yayınlamıştır. Gazete derneğin çalışmalarını haftalık olarak düzenli bir şekilde yayınlamaya devam etmiştir. Cemiyetin Trakyalılara yayınladığı kuruluş bildirisi şöyledir:

“Ecdadımızın celadet yadigârı olarak Avrupa’da elimizde yalnız Edirne vilayeti kalmış iken bu mübarek toprakların Müslüman olan mühim bir kısmı da kötü idare yüzünden Bulgar boyunduruğuna geçmiştir. Bu da yetmiyormuş gibi son zamanlarda payitahtın bekçisi olan yurdumuza da göz dikildiğini görmekten elem ve ıstırap duymaktayız.

Bu kıskanç gözlere perde çekmek emeliyle vilayet içtimai vicdanının davetine uyan hamiyetli halkımız, memleketin çok eski tarihi hakkı ile birçok yüzyılların kıymetli hatıralarını tespit ve yirminci asrın mukadderatına hâkim geçinen medeni milletlere karşı, Türklerin gadre uğramış haklarını müdafaa etmek üzere Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyeti Osmaniyesini kurmuştur. Milletin hayrını isteyenlerden bir heyet bu vatan hizmetini omuzlarımıza yükledi.”[1]

Kuruluş bildirisini, Edirne Belediye Başkanı Şevket Bey, Avukat Şevket (Aykut) Bey, Edirne Müftüsü İskeçeli Mestan Efendi, Maksud Beyzade Derviş Efendi, Müftüzade Cemal Efendi, Nazmi Beyzade İsmail Bey, Ali Seyfi (Tülümen) Bey ve Nüfus Müdürü Komanlızade Ömer Bey imzalamıştır. Cemiyetin kurucu başkanı Müftü Mestan Efendi’dir.Daha sonra Edirnede buyük bir kongre yapılır. Bağımsızlık ve mücadele kararları alınır. Edirne’de ki kongre öncesi Lüleburgaz, Saray ve Keşan Müftülerinin de çalışmaları mevcuttur.

Dostlar bu hafta farklı konulara işaret etmeye çalıştım. Ancak ders almadığımız için tarih tekerrür mü edecek? Allah Muhafaza. Kalın Sağlıcakla Allaha emanet olun.

Özcan GÜNER

27/10/2023 Cuma

Uzunköprü

BENZER HABERLER