APTALLIK bende kalsın GÜZELLıK sende eşşeklik ve eşkiyalık ne sende olsun ne de bende…

Barış süreci için hükümet adamları sağduyuları birşeyler  yapmak istiyorlar adamlar hala eşkiyalık peşinde. Bunlar okumaz, bunlar utanmaz, neticede bunlar adam olmaz. ınsanların barışa olan umutsuzluğu ve huzursuzluğu da işte tam bu noktada yüzlere ve yüreklere yansıyor, yazık… Tamam herkesin barışı soluduğu şu baharın ilk günlerinde Doğu ve Güğneydoğu’da bulunan bu insanlar barışın üzerinden kara bulutları […]
Yazarlar - 22 Mart 2013 13:09

Barış süreci için hükümet adamları sağduyuları birşeyler  yapmak istiyorlar adamlar hala eşkiyalık peşinde. Bunlar okumaz, bunlar utanmaz, neticede bunlar adam olmaz. ınsanların barışa olan umutsuzluğu ve huzursuzluğu da işte tam bu noktada yüzlere ve yüreklere yansıyor, yazık…

Tamam herkesin barışı soluduğu şu baharın ilk günlerinde Doğu ve Güğneydoğu’da bulunan bu insanlar barışın üzerinden kara bulutları bir türlü dağıtamazlar, dağıtmak istemezler. Terör örgütünün başı olan katilin resimleri ne arar barış meydanlarında. Erkeklerinin ellerinde terör paçavraları, kadınlarının ellerinde Apo’nun resimleri apış bezi niyetine sallanıyor. Yazık…

ınsanlar neden güzellikleri keşfetmek varken sürekli aptallıkları seçer anlayamadık bir türlü. şimdi size de buradan sorsam ;

“Güzel mi olmak istersiniz yoksa aptal mı?” diye hepiniz güzelliği tercih edeceksiniz bilirim. Ama güzellik gelip-geçicidir aptallık bakidir…!

Neyse bugünkü konumuz o değil, bugün size o mektupta neler yazıyordu ondan bahsedecem. Hani mühim bir yerden, Belediye’den sarı zarf içerisinde bir mektup almıştım ya işte ondan.

Hatırlasınız geçenlerde yine bu köşeden bizim Belediye Meclisine beş soru önergesi sunmuştum ya. Sevgili Başkanımız ışBıLEN nedense bu beş sorudan sadece birini cevaplayabilmiş, diğer sorularımı bilememiş. Onun için benden şimdilik kırık not aldı. KıPA ile ilgili sorumuzu hatalı bulan Başkan ışBıLEN tarafıma bir düzeltme yazısı yollamış kabul ettik aldık.

ışBıLEN imzası taşıyan yazının ilgili bölümünü dilek ve talebi doğrultusunda aynen yayımlıyoruz ;

“Yazıda aynen “Halk arasında eski terminal binasını KıPA’ya verileceği zaman zamnan konuşuluyor ve sizde bunu bazen telaffuz ediyorsunuz. Belediyeya ait bu gibi yerler sizin keyfinizle mi yoksa ihale yoluyla mı veriliyor? Eğer ihale yoluyla veriliyorsa sizin bunu diilendirmeniz yanlış değilmi?” şeklinde devam ettiği görülmektedir.

Belediye taşınmazlarının kiralanması 2886 Sayılı Yasa gereği ihale yolıu ile gerçekleştirilmektedir. şu ana kadar da Belediyemizce hiçbir kurum ve şahsiyete de farklı uygulama yapılmamıştır. Hal böyle iken ; köşe yazarının dillendiriği üzere “eski terminal binasının KıPA’ya verileceği yönündeki sözlerin belediye yetkililerince telaffuz edilmesi ve keyfi hareket etmesi” hiçbir surette sözkonusu olamaz.”

 

şimdi bir de Başkan ışBıLEN’in cevaplamadığı ya da cevaplayamadığı sorularımızı birkez daha hatırlayıp, hatırlatalım ;

* Belediye’yi 2009 yılında devraldığınız günden bu yana ıller Bankası dahil, serbest piyasaya olan borcunuz ne kadar artmıştır.?

 

* 2009 yılında özelleştirilen temizlik işlerinde hizmet alımı ihalesiyle kaç kişi çalışıyordu, bugün kaç kişi çalışıyor.? Bunun haricinde kaç çeşit hizmet alımı ihalesi yapılmıştır.? Temizlik dahil hizmet alımı ihaleniyet toplam çalışan ne kadardır, bunun yıllık Belediye’ye olan maliyeti ne kadardır.?

*Atık Su Arıtma, Kültür Sitesi gibi büyük rakamlı projeleri iller Bankası ve DSı’ye havale ederek yapılması yanında, Belediyemizin bu ölçekte bir projesi varmı.? Proje bedeli ne kadardır.?

*Son 4 yıl içerisinde Uzunköprü’nün yaşam kalitesinin artmasında bir katkınız oldu mu.? Ve bu manada gelecek için, süre vererek gerçekleştirilebilecek gibi projeleriniz varmı.? Varsa bunları sıralarmısınız.?

 

Uzunköprü’den Keşan’a giden otobüste yolculuk yapan cingöz bir avukat ile sarışın aptal görünüşlü bir hanım yan yana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşça vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor.Kabul görünce oyunu anlatıyor:

“Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana beş lira vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 lira vereceğim.”

Ve ilk soruyu soruyor:

“—Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?”

Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 lira çıkarıp adama uzatmış. Soru sorma sırası sarışına gelmiş:

“—Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla aşağı inen şey nedir?”

Adam dakikalarca düşünmüş… Yanıtı bulamamış… Cüzdanından 50 lira çıkarıp kadına uzatmış.

Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:

“—Cevap ne?”

Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 lira çıkarıp adama uzatmış….

(NOT ; Bu anlattığım risale ile ne yazının başlığı, ne konuyla alakası yoktur. Belirteyim istedim o kadar.)

BENZER HABERLER