Herhangi bir gazetenin kamuoyuna servis ettiği haberler hiç olmazsa kamuoyu nezdinde mutlaka ama mutlaka tarafsız olmalıdır ki vatandaş bunları okuduğunda gaza ve yahut galeyana gelmemelidir. Ancak yine herhangi bir gazetenin köşe yazarları yaptığı yorumundan kendisi sorumlu olduğu olduğu burada yayımlanmasına izin verilen fikir ve düşünceler gazeteyi bağlamaz, köşelerde ortaya atılan fikirler yazarın kendi düşünceleridir.
Zira biz yorumlarımızla birilerine gaz verip, alkışlayarak veya o birilerinin varsa hatalarını gizlemeye, örtbas etmeye çalışırsak kamuoyu nezdinde itibar ve inandırıcılımız asgariye inmekle kalmayıp nihayete erer. Biz bunun farkında olduğumuz için bu köşedeki yorumlarımızla muhatap aldıklarımızı iyiye, güzele ve doğruya doğru yönlendirmeye gayret gösteriyoruz dikkat ederseniz.
Kaldı ki bazı gazeteci leşkerlerinin yaptığı gibi sırf birilerine yaranmak için iki günde bir adamı manşetlere taşırsanız bu manşete taşıdığınız kişi ya da kurum temsilcilerine kazık atmış olursunuz. Adam hergün kendisini manşetlerde görünce ; “vayyy beee ben neymişim…!” rehavetine kapılarak yarın birgün doğruyu bile yazsanız vatandaşa değil, manşete taşıdığınız kişi ve kişilere karşı olan inandırıcılığınız ve saygınlığınız kalmaz. Buradan hatırlatayım da belki kendilerine çekidüzen verirler diye düşündüm.
*** *** ***
Hasan YILMAZ denilince Uzunköprü’de iki şey gelir aklınıza aynen bende olduğu gib. Birincisi Cumhuriyet Halk Partisi, ikincisi Küçük Sanayi Sitesi. Kendisinin bu köşenin yıllardır müdavimi olduğunu bilirim, dünkü yazımdaki tespitlerimle ilgili olarak telefonla ararken bazı gazeteci arkadaşlara da haklı sitemlerde bulunuyordu. Zira Sanayi Sitesi’nin son genel kurulunda yapmış olduğu konuşmasının hemen hemen hiçbir gazetede yer verilmeyişine içerlemişti besbelli.
Herneyse mesele bu değil, mesele barış süreci çerçevesinde CHP’nin takındığı tavrı konu etmiştim ya yazımda, bu konuyla ilgili olarak partisinin 16 maddeden oluşan bir manifesto yayınladığını bu dokümandan bilgi sahibi olabileceğimi söyleyince bu manifestoyu nereden tedarik edeceğimi sorunca sevgili büyüğüm Hasan YILMAZ bunu parti İlçe Başkanlığından elde edebileceğimi izahla tarif etti.
Sayın YILMAZ büyüğüm çok üzgünüm çünkü sizin partinin İlçe Başkanı KASABALI ile olan ilişkilerini askıya almış bu biiiir. İkincisi benim aylar önce Manisa tarafına işim düştüğünde bu yörenin CHP’li bir İlçe Başkanı beni hem de üç Avukatla görüştürerek Avukatlardan istediğim belgelerin bırakın fotokopisini, aslını bana alarak yardımcı olmalarından duyduğum bu mutluluğu buraya döndüğümde sizin partinizin İlçe Başkanı ile paylaşmak ve bu yörenin İlçe Başkanına teşekkür amacıyla bir telefon etmesini rica ettim. Ancak sizin İlçe Başkanınız buna tenezzül bile etmedi. İşte o yörenin CHP İlçe Başkanı ile bu yörenin CHP’li İlçe Başkanı arasındaki fark bu.
Yani diyeceğim o ki Hasan abi şimdi ben nasıl tenezzül ederim partinin manifestosu için sizin İlçe Başkanına…! Kendisi benimle olan ilişkilerini askıya almışsa ben de ilişkilerimi böyle caraskala alırım olur biter.
*** *** ***
Sonra Avukat Hüsnü PORTAKAL ile ayaküstü kısa da olsa memleketi kurtarmaya çaba sarfettik lafla…! Belli ki üstad Hüsnü agam tedirgin olmuş tabelalardan T.C’nin kaldırılması konusunda, endişelerinde son derece haklı olabilir bu kendisinin şahsi fikri ve düşüncesi. Bir ikincisi de bayramlarda çelenk konulmayacak olması. Örneğin dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesi sadece Milli Eğitim Müdürlüğünün çelenginin konulacak olması. Bu çelenk olayına ezelden gıcıkım, baştan diyeyim.
Allah aşkına TSK’nın çelengi haricinde yıllardır Cumhuriyet Meydanında adam gibi tek bir çelenk gördünüz mü? Yok. Hepsi yıllar önceden tasarlanıp yapılan tenekeden, tahtadan dandik-dundik şeyler. Asıl bu dandik şeyleri kaldırıp kondururken Atatürk’e saygısızlık yapılıyor, çelenk koymamakla değil.
*** *** ***
Yaklaşan mahalli seçimler öncesi bana öyle geliyor ki bu barış sürecinden MHP’nin yanısıra Doğu ve Güneydoğu’da da BDP güçlenerek çıkacak. T.C, bayrak, Atatürk büstlerinden sökülerek değiştirilen veciz sözler hangi siyasi partiye nasıl geri dönecek şimdilik kestirmek mümkün gibi görülse de ağzımızı sıkı tutmakta fayda vardır diyorum.
Zaten öyle görülüyor ki önümüzdeki yerel seçimler genel seçim havasında geçecek ve büyük bir olasılıkla bunun hemen akabinde baskın bir seçim gelecek. Anlaşılan bu memlekette siyasi dengeler bir hayli değişecek.