Aslında Edirne’de ne konuşuluyor biliyormusunuz Cumhuriyet Halk Partisi cephesinde ve kendileriyle bizzat konuştuğum Edirne’li gazeteciler arasında. Recep GÜRKAN’ı biz Edirne ilçe, belde ve köylerinde yaşayan hemşehriler olarak Ankara’ya mebus olarak gönderdik, ancak CHP Genel Merkezi GÜRKAN’ı bize Belediye Başkan adayı olarak geri postaladı. Oysa CHP’nin burada Belediye Başkanlığı için yedi aday adayının Başkanlık için müracaatı vardı, bu kişilere Genel Merkez acaba ;
“Siz çekilin kenara bu işi beceremezsiniz…!” mi denildi. Bu yedi kişi önlerine sandık konulacak veya anket, temayül yoklaması falan yapılacak diye tam dokuz ay boyunca CHP Genel Merkezi’nin keyfini bekledi, sonuç onlar için hüsran oldu yazık…
Yani aday adaylığını yaklaşık dokuz ay önce açıklayıp ilan eden ;
Özgür CENGİZ, Namık Kemal DÖLENEKEN, Şükrü CİRAVOĞLU, Nejat GENCAN, Nurhan IŞIKSEREN, Teoman ÖZDÖL ve Hamdi SEDEFÇİ aylarca mahalle mahalle, kahve kahve gezerek, çalışarak emek sarfettiler ama hepsinin bu emekleri parti Genel Merkezi tarafından bir çırpıda çöpe atıldı. Şimdi sormak lazım Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokrasiye olan inancı ve emeğe olan saygısı bu mu. Madem bu adamlara son günlerin moda deyimi ile “KUMPAS” kuracaktınız neden o zaman boş yere umutlandırdınız.
*** *** ***
Uzunköprü bundan yaklaşık bir yıl önce iki önemli sivil toplum kuruluşunun Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası’nın seçimini gerçekleştirirken “DEĞİŞİKLİKTEN” ve “YENİLİKTEN” yana bir tavır koyarken her ne hikmetse bazı meslektaşlarımız bu değişikliği bir türlü içlerine sindirememiş olmuş olacaklar ki bahsi geçen sivil toplum kuruluşlarını hedef tahtasına oturtmakta gecikmediler.
Bu Oda’lara üye olan işadamları acaba neden “DEĞİŞİKLİK” ya da “YENİLİK” istemiş olabilirler hiç merak edip düşündünüzmü acaba? Çünkü onlar bile bu Oda’larda yapılan bazı çalışmaların ve işlerin daha “ŞEFFAF” olmasını ve yapılmasını istediler. Zira daha önce bu her iki sivil toplum kuruluşlarının çoğu işleri ihale edilmeyip belirli kişilere (belirledikleri) servis ediliyordu. Şimdi bunun tam tersi, yani teklif ve ihale usulüyle herkese eşit olarak ve bilgi verilerek yapılmaya başlayınca dedik ya bazı meslektaşlarımız bu eşitlikten, paylaşmaktan ve şeffaflıktan rahatsız oldular.
Şimdi bir de madalyonun tersini çevirelim bakalım…! Oda tarafından herhangi bir iş için ihale açılıyor, ihalenin şartnamesinde örneğin diyor ki ;
“1-Odamıza bin adet BAŞ marka süpürge alınacaktır.”
“2-Yine Odamıza beşyüz adet YAŞ marka sandalye alınacaktır.”
Neticede adam ihaleye giriyor ve ihaleyi kazanıyor ancak iş malzemeleri Oda’ya teslim etmeye geldiğinde karışıyor. Çünkü istenilen BAŞ marka süpürge olmuş BOŞ marka, yine YAŞ marka olması gereken sandalye de olmuş KUŞ marka iyi de be kardeşim oldu mu şimdi, bu yapılan insanlığa ve esnaflığa sığar mı yakışır mı…
Eeee hadise böyle olunca arkadaşın işaret parmağı azıcık çizilince bu defa da 112 Acili acil olarak arayarak AMBULAAANS AMBULAAAANS…! Diye haykırmaya başlar yazık…
*** *** ***
Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Başkan adayı Tahsin AKTAŞ kardeşim çok güzel bir tespit yapmış bilboardlardaki HUKUKSUZLUKLA ilgili olarak. Belediye Başkanı İŞBİLEN’in gerekli emri vererek Seçim Kurulu yasakları çerçevesinde bilboardlardaki İŞBİLEN’in kendi reklamlarını içeren afişleri kaldırır diye düşünüyorum, aksi taktirde AKTAŞ Başkan’ın ifade ettiği HUKUKSUZLUĞA göz yummuş olur diyorum…
*** *** ***
“Kararlılığı olmayanların, yaptığı işleri sonuna kadar sürdürmelerine imkân yoktur.” Solon